AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından basın açıklaması yapan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Türkiye'nin siyasi ve toplumsal gündemine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Çelik, sivil anayasa mesajı verirken, "Bu darbe anayasasından Türkiye'nin kurtulması gerekir" dedi. Anayasa'nın ilk 4 maddesi ile ilgili soruyu da cevaplayan Çelik, "İlk 4 madde ile ilgili bir tartışmamız yoktur" diyerek tartışmalara noktayı koydu.
Çelik'in açıklamaları şu şekilde:
"Almanya'da bir şehirde çıkan yangında 2 vatandaşımızın hayatını kaybettiğini öğrendik. Baş sağlığı diliyoruz. Konuyu yakından takip ediyoruz. Toplantımızda teşkilat başkanlığımız, medya ve arge başkanlıklarımız sunum yaptı. Kongre takvim işlemeye başladı.
Geçtiğimiz günlerde 12 Eylül darbesinin yıl dönümüydü. 44. yılında bu darbenin Türkiye'ye verdiği zararları konuşmaya devam ediyoruz. Bu darbenin zaman geçtikçe Türkiye'nin milli egemenliğini çalmaya dönük dış kaynaklı proje olduğu görülmektedir. Tüm darbeler huzuru sağlamak için denir. Bu huzur darbeden sonra aynı güçler iş başındayken nasıl giderilmemiştir. Belli bir maksada ulaşmak için planlandığı çok açıktır.
"İHTİYAÇTAN ÖTE ZORUNLULUKTUR"
Bu darbe anayasasından Türkiye'nin kurtulması gerekir. Sivil bir anayasaya ihtiyacımız var. Yıllar içinde bu anayasa çok değişti ve yamalı bohçaya dönüştü. Birçok maddede değişiklik olmasına rağmen görülüyor ki sivil bir gözle yapılmış, anayasal düzeni korumak, özgürlükleri korumak için bir sivil anayasa ihtiyaçtır, ihtiyaçtan öte zorunluluktur. Demokrasideki samimiyet bu hazırlığa destek vermektir. Sistemi kilitleyen tutumların taktik manevralar gibi öne sürülüyor.
Teşkilat başkanlığımızın Türkiye buluşmaları başladı. Arkadaşlarımız sahaya indi. AK Parti teşkilatlarındaki kardeşlerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Teşkilatlarımız bizim göz bebeğimizdir. Siyaset en yüksek toplumsal faaliyettir. Siyasetin yegane sicil amiri vatandaştır. Siyasetçi vatandaş dışında bir takım güç odaklarını amir olarak seçerse siyasetçi olarak meşruiyetini kaybeder. CHP'deki savrulmaların vatandaş tarafından elinin tersi ile itildiği görülmektedir. Helalleşmeden normalleşmeye normalleşmeden vatandaşa hakaret edene desteğe gelindi. Türkiye'yi Türkiye Yüzyılı'na götürecek olan AK Parti'dir.
"NETANYAHU GİBİ KATİL ŞEBEKESİNİN EĞİLİP BÜKÜLDÜĞÜNÜ BİR KEZ DAHA GÖRDÜK"
Ayşenur Ezgi'yi dualarla uğurladık. Gazze'ye destek veren herkesin başı sağ olsun. Bu emri verenlerin yargılanması gerekir. Bazı basın kuruluşları Ayşenur'dan bahsederken bu katliam karşısında onunla ilgili militan diyorlar. Bunlar adaleti savunan herkese militan derler. Bunların ruhları, akılları kirlenmiştir.
Sadece öldürüldü diye geçiyorlar. Kim öldürdü, nasıl öldürüldü bunu belirtmiyorlar. Türkiye'nin içinde de bazıları yaptı bunu. İsrail'in istemeden doğrudan olmadan buna sebebiyet verdiği söylendi. Bu katliam şebekesinin istemeden bu eyleme imza attığını neye göre söylüyorsunuz. Mesele Netanyahu gibi katil şebekesi olunca gerçeğin nasıl eğilip büküldüğünü bir kez daha gördük.
ANAYASA'NIN İLK 4 MADDESİ
Anayasa'nın ilk 4 maddesi ile ilgili tartışmamız yoktur. Değişiklik tartışması gündemimizde yoktur. Sivil bir anayasa istiyoruz. Darbe anayasasından kurtulmak istiyoruz. Anayasa'nın ilk 4 maddesi ile ilgili tartışma konusu söz konusu değildir.
"ÖZGÜR BEY İKİ HATA YAPTI"
Burası bir cenaze. Özgür bey keşke bu konuşmayı şehidin babasının yanında yapmasaydı. Cenaze adabına uygun davranılsaydı. Kuşkusuz herkesin mesaj Ayşenur'un şehadetini selamlamaktı. Özgür bey iki hata yaptı biri Ayşenur'un fedakarlığını bir ideolojiye indirgedi. Bu doğru bir şey değil. Gazze bir insanlık meselesidir. İkincisi cenazeler siyasi partilerin nutuk atacağı yer değil. Devleti temsil eden makam duygu ve düşünceleri paylaşıyor. Oradaki en üst makam Meclis başkanlığı makamıdır. Herhangi bir siyasi indirgeme yapmadan Ayşenur'un, insani değerlerin safında konuşuyor. Zaten siyasi bir konuşma yapılmıyor. Devlet hayatının standartlarını Özgür Bey koymuyor.
ÖZGÜR ÖZEL'İN ERKEN SEÇİM MESAJI
Erken seçim talebimiz olmayacak demişti. Seçimlerin üzerinden çok zaman geçmedi. Demek ki kendilerine ödünç verildiğini düşündüğü oyları hak etmediklerini ve bu sonucu alamadıklarının ifadesidir. Biz bize verilen muhafazakar, Kürt demokratlardan ödünç oylar olduğunu biliyoruz. Erken seçim istemeyeceğiz, hizmetlerimiz ile vatandaşın huzuruna çıkacağız demişti. Bu gerçekleşmedi demek ki. Erken seçim yoktur. Serken seçim olunca CHP Genel Başkanı kim olacaktır, tüm tartışma bundan ibarettir."