PIRIL CENNET / FOTO HABER
İsrail’in Gazze’deki soykırımında şu ana dek yaklaşık 40 bin kişiyi yaşlı, kadın ve çocuk demeden katletti. Yaklaşık iki milyon Filistinlinin evini yoğun bombardımana tutup onları göçe zorlayan Tel Aviv ordusu, masum sivillerin sığındığı okulları da Hamas karargahı oldukları iddiasıyla hedef almaya devam ediyor.
İsrail'in en son vahşeti Et-Tabiin Okulu’ndaki soykırım saldırısında yaşandı. İki adet 900 kilogramlık bomba ile düzenlenen saldırıda en az 100 kişinin öldüğü aktarılırken onlarca kişi de yaralandı. Uluslararası kamuoyu sonunda suskunluğunu bozdu. Birleşmiş Milletler “İsrail durdurulmalı” çağrısında bulunurken, Avrupa Birliği yaptırım sinyalleri verdi.
ALLAH'TAN SİZİ AFFETMEMESİNİ İSTEYECEĞİM
Et-Tabiin Okulu’ndaki soykırım saldırısına tanık olan Filistinli Meram el-Cuğburi’nin gözyaşları içinde yaşadığı dehşeti anlatırken başta İslam ülkesi liderleri olmak üzere tüm devlet yöneticilerin artık harekete geçmesi gerektiğini ortaya koydu. Minik Meram “Hepimiz artık tükendik. Arap devletleri bizi izliyor. Acı çekmemizden mutlu mu oluyorlar? Çocukların elleri, bacakları, kafalar ı kopuyor. Her gün yüzlerce çocuk hayatını kaybediyor. Dünyaya sesleniyorum: Sizin çocuğunuz ölse sessiz kalır mıydınız? Dünyada ve ahirette sizi asla affetmeyeceğim. Allah’tan da sizi affetmemesini isteyeceğim. Son sözüm budur” diye konuştu.
AFGAN KIZI GULA
Filistinli Meram’ın sözleri yürekli dağlarken bakışları da akıllara tek bir ismi getirdi: Afgan Kızı Şarbat Gula…
Peştun kökenli Gula’nın ailesi Sovyetler Birliği ve Afganistan arasındaki savaş sırasında öldü. Gula da 1984 yılında Pakistan'da bulunduğu mülteci kampında yaşamaya başladı. O sırada fotoğrafçı Steve McCurry, Gula'yı görünce hemen makinesine sarıldı ve küçük kızın yüzünü fotoğrafladı.
National Geographic’in 1985 yılı haziran sayısında “Afgan Kızı” başlığıyla yayımladığı Gula’nın ikonik fotoğrafı, keskin bakışları ve su yeşili gözleriyle seksenli yıllardaki Afgan Savaşı’nın ve yerinden edilmiş mültecilerin simgesi olmuştu.
Afganistan batı medyası için uzun bir süre ulaşılmaz olduğundan, on beş yıldan uzun bir süre Gula'nın kimliği bilinmezliğini korudu. Bu süreç Taliban rejiminin 2001'de yıkılmasına kadar sürdü. Bu zaman zarfında Steve McCurry, Gula'ya ulaşmak için girişimlerde bulunduysa da başarılı olamadı.
2002 yılının ocak ayında, National Geographic’in fotoğraf servisinden ekip, Gula'ya ulaşabilmek için Afganistan'a gitti. Steve McCurry Gula'nın geçmişte kaldığı Pakistan'da bulunan mülteci kampını ziyaretinde, Gula'nın erkek kardeşini tanıyan birine rastladı. Böylece ekip, 1992'de mülteci kampından ayrılıp ülkesine dönen Gula'ya, Afganistan'ın ücra bir bölgesinde ulaşmayı başardı. Fotoğrafın göz irisinin biyometri teknolojisi ile incelenmesi sonucu Gula'nın bulunan kişi olduğu kesinleşti.
Gula'nın hikâyesi National Geographic'nin 2002 Nisan sayısında yayımlandı, kendisini konu alan bir belgesel de 2002'nin Mart ayında yayınlandı. Kasım 2016'da Pakistan'a yasadışı yolla geçiş yaptığı için yakalandı ve sınır dışı edilmesi kararlaştırıldı. İtalyan hükümeti ise Taliban'ın Afganistan'da kontrolü ele geçirmesinden üç ay sonra Gula'ya kapılarını açtıklarını açıkladı.
MASUMLAR KATLEDİLİYOR
Aradan yıllar geçse de gözlerini hırs bürümüş devletlerin toprak kazanma arzusu binlerce masumun canına mâl olmaya devam ediyor. Savaşlardan en çok etkilenen kesim ise ne yazık ki kadınlar ve çocuklar… Gazze’de 7 Ekim’den bu yana yaklaşık 40 bin Filistinli katledildi. 11 bin 88’i kadın ve 16 bin 456’sı çocuk olmak üzere öldürenlerin yüzde 70’ini kadınlar ile çocuklar oluşturuyor. Yaklaşık 10 bin kişi ise hala kayıp ve enkaz altında…