CHP lideri Özel'in konuşmalarından satırbaşları:
Kadın cinayetlerine herkes karşı çıkarsa, devlet bu işi kafaya takarsa, ben bu işi bitireceğim derse bitiriyor. İstanbul Sözleşmesi bu kararlılığın sözleşmesiydi. Kadına karşı şiddetin cezası ağırdı. Yapılacak düzenlemeler gecikti, bir kısmı yapıldı, bir kısmı yapılmadı. Birtakım çevrelerden gerici, selefi, kadını hayvanla bir gören sahipsiz olanlar, sahiplendirilsin diyenler, domuzbağcılar İstanbul Sözleşmesi'ne hayır dediler. Canileri hoş görenlerin, kadının sırtına sopayı eksik etme diyenlerin taleplerine uyup hepimizin birlikte girdiği sözleşmeden Erdoğan'ın imzasıyla çıkıldı. Her gün bir cinayet işlenirken, niye işleniyor derseniz, Erdoğan, devleti kadın ve çocukların arkasından çekti.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NE DÖNELİM
Kıravatı takar, iyi halden yararlanırım. İyi bir avukat gelir, beni çıkarır. Hapishaneler boşalır, ben de araya karışırım dediler. Devletin kadının çocuğun arkasından çekince istatistiklerin fırlamasına şaşırmamak lazım. Kadın kollarımız tüm siyasi partilerin peşine koşup İstanbul Sözleşmesi'ne dönelim diyecekler. Sessiz çoğunluk, kadını bakanlar kurulu görevlendirirken sadece Aile Bakanlığı veren anlayış bu memlekete bunu yaptı. İlk genel seçimi beklemeden kim el veriyorsa elini tutacağız.
HÜDAPAR'A VERDİĞİN SÖZÜ TUTMA
Kadın katillerini gün ışığı görmemek üzere ne yapılması gerekiyorsa buradayız, hep birlikte çalışıyoruz. Sayın Erdoğan seçimden önce çok söz verdin, emekliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz dedin inim inim inlettin. Asgari ücretliye ikinci zammı vermedin. Depremzedelere evlerini vermedin. Verdiğin sözlerden HÜDAPAR'a verdiğin sözü tuttun. Tutma o sözü artık.
İSRAİL TEHDİDİ OTURUMU
Bir kapalı oturum yapılacak. İsrail, Filistin'e Lübnan'a saldırıdan sonra bize de saldıracak diyorsun, sonra dönüp arkana gidiyorsun. Böyle bir tehdit var mı? Türkiye gibi güçlü bir ülke, İsrail, Netanyahu saldıracakmış. Bunun akla yatan bir tarafı yok. Kapalı oturum yapalım gel anlat dedik. Kendi gelmedi iki bakanını yolladı. Birazdan iki bakan bize bilgilendirme yapacak. Toplantının tutanakları 10 yıl açıklanamayacak. İçerde söylenmeyeni gelip ifşa ederiz. Kimse İsrail'in tehdini görmezken, 22 yıl sonra 31 Mart'ta seçim kaybetmişken, her şey ateş pahasıyken, geçim sıkıntısı çıkıyoken güvenlik kaygısı en dipteyken, Cumhurbaşkanı parti başkanı refleksi gösteriyorsa o zaman iş başka. Onun için gel kapalı oturumda anlat dedik. İsrail'deki bir iki meczubu göreceksek kimse kusura bakmasın. Bu ülkeenin gerçek sorunlarının üstünü kimse örttürmeyiz.
BAĞIMSIZ FİLİSTİN BİZİM DAVAMIZDIR
Hamas'ın İsrail'in sivil hedeflerine bombalı saldırı yapmasını kınadık, bu bir terör eylemidir dedik. O günden sonra İsrail güya kendini savunmak için o günden beri soykırım yapıyor. 47 bin kişinin canına kastetti. Dünyadaki bütün sol partilere yazı yazdım. Bağımsız Filistin bizim davamızdır, Türk solunun davasıdır.
MİLLET FATURASINI KONUŞUYOR
Millet cep telefonunun faturasını konuşuyor. 4 kişilik ailenin internet masrafı 2 bin 350 lira. Hani enflasyon yüksek değildi de birileri fırsat bilip çok zam yapıyordu. İktidar partisi ekonomiyi düzeltme konusunda sınıfta kaldı. CHP olarak ekonomi masamızın gayretleriyle bu rakamları bu gerçekleri gün yüzüne çıkarmaya devam edeceğiz. 3 gençten biri işsiz. Biz sığınmacıya değil, sığınmacı yaratan politikalara karşıyız.
'AHMAK' DAVASI
İBB Başkanımız İmamoğlu, AK Parti'ye 4'te 4 yaptı. Ahmak davasının hiç hukuki kısmına gerek yok. Soylu, İmamoğlu'na Türkiye'yi Avrupa'ya şikayet eden ahmaktır dedi. İmamoğlu da sensin ahmak dedi. Bu meselenin özü Türk milletine seçme yasağı getirmektir. Türk halkına günü geldiğinde onu seçemezsin diye millete direnmektir. Mansur Başkan ile birlikteydik, bu partinin dönüp dolaşıp sarayı memnun edecek çalkantılardan uzak durması lazım dedik. Bu millet seçme hakkını elinden aldırtmaz. Herkes ayağını denk alsın.