Lübnan genelindeki çağrı cihazlarının patlamasının ardından misilleme yemini eden Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah kritik açıklamalarda bulundu. Nasrallah'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Allah'ın şu sözüyle başlamak istiyorum; eğer siz yara aldıysanız onlar da yaralandılar. Bunlar Allah'ın takdiridir. Allah sizlerden şehit ister ve Allah zalimleri sevmez. Allah diyor ki, 'Siz acı çekiyorsanız, onlar da acı çekiyorlar
"PROTESTO EDEN DEVLETLERE TEŞEKKÜR EDİYORUM"
"Bu iki günde gördüğümüz durumla ilgili konudan bahsedeceğim. Yaşadığımız olay karşısında ne yapacağız? Siyasi olarak nasıl bir tutum sergileyeceğiz. Bu alçakça saldırıyı protesto eden ve kınayan bütün devletlere teşekkür ediyorum.
"EN AZ 4 BİN KİŞİYİ BİR DAKİKADA ÖLDÜRMEK İSTEDİLER"
"Düşman İsrail, binlerce çağrı cihazını hedef alarak eş zamanlı şekilde patlattı. Bu operasyonla kırmızı çizgileri aştı. Hiçbir şeyi umursamadılar. Onlar sadece Hizbullah'ı değil sivilleri de hedef aldılar. Biz düşmanı niyetine bakıyoruz. Bunlar en az 4 bin kişiyi bir dakikada öldürmek istediler. Sadece çağrı cihazlarından bahsediyorum.
"GERÇEK YARALI SAYISI BELİRSİZ"
"Gerçek sayılar zamanla ortaya çıkacak. Yaralananların birçoğu hastaneye girip çıktılar, belki de yaralı bile sayılmadılar. Gerçek sayılar sonradan ortaya çıkacak. Belki hastanede, eczanede, çarşıda bunlar hedef alındı, 4 bin kişi. Bu düşmanın niyetiydi. Bu işledikleri suçun seviyesini gösteriyor. İkinci günü binlerce insanı öldürmek istediler, telsiz cihazlarını taşıyan ve kullananlar. Binlerce demiyelim hadi bin kişiyi öldürmek, yüzlerce kişiyi yaralamak istiyorlardı. Bu iki günde 1 dakika içinde İsrailli düşmanlarımız en az 5 bin kişiyi öldürmek istedi. Hiçbir kurala uyulmadı. Hatta yaralansalar bile bir anarşi yaratacaklar, hastaneler bunları kaldıramayacak ve birçoğu ölecek. Hedefleri buydu.
"BU SAVAŞ SUÇU, SAVAŞ İLANI"
"Bu yapılana ne ad verelim? Bu büyük terör eylemine ne diyelim? Toplu soykırım. Biz salı günü ve çarşamba günü soykırımı diyoruz. Bu düşmanla yaptığınız savaşta bu kanser tümörü olan İsrail kurulduğundan beri, bölgemizde tam kötülük olan İsrail, Lübnan'a, halka, direnişe, egemenliğimize sürekli saldırıyor. Savaş suçu bu, savaş ilanı. İstediğiniz ismi verebilirsiniz, bunlar hak ediyor.
"Yüce Allah büyük rahmetiyle ve keremi ve lütfuyla birçok insanımızın kurtulmasını sağladı. Birçok belayı bizden uzaklaştırdı. Bu yaralılardan birçoğu hafif yaralıydı, belki de şehitlerin sayısı kadar.
"BİRÇOK CİHAZ KAPALIYDI"
"Birçok cihaz kapalıydı ve hizmet dışıydı. Bazıları arkadaşlarımızdan uzaktı, bazıları dağıtılmamıştı bu. Düşmanın niyeti dediğim gibiydi. Yüce Allah kendi rahmetiyle ve şüphe yok ki yerde kalmış bir yaralımız olmadı. Bütün ambulanslar, Kızılhaç, Kızılay ve diğer sağlık kurumları, insanlarımız büyük çaba gösterdiler. Herkes işbirliği yaptı. Ordumuz, güvenlik güçleri, hastaneleri. Onların bu hedefe ulaşmasını engelledi.
"BÜTÜN SENARYOLARI İNCELİYORUZ"
"Salı ve çarşamba günü 5 bin kişiyi öldürmek istiyorlardı. Allah'ın lütfu ve insani çalışmalar sayesinde. Halkımız çaba gösterdi. Hedeflerine büyük ölçüde ulaşamadılar. Ne gerçekleşti nasıl gerçekleşti, ona bakalım. İçimizde birçok araştırma komiteleri, komsiyonları kurduk. Bütün senaryoları teknik olarak inceliyoruz.
"BİR SONUCA ULAŞTIK"
"Bir sonuca ulaştık, hemen hemen kesin ama biraz daha zaman istiyor sonucu kesinleştirmek için. Bu olayın sonucu nedir? İster bu cihazları bize satan firma Lübnan'a ulaştıran ve dağıtımına kadar. Üretenden elimize ulaşana kadar. Hepsine kısa sürede bakıp, kesin sonuç alacağız. O zaman bu olayın nasıl gerçekleştiği tam olarak belli olacak.
"BÜYÜK BİR GÜVENLİK DARBESİ ALDIK"
"Teknik olarak nasıl bu olay gerçekleştirdiler, hangi yoldan gerçekleştirdiler süratli bir şekilde inceliyoruz. Hiç şüphe yok ki gerçekleri görmemiz lazım. Biz büyük bir güvenlik darbesi, insani darbe aldık. Direnişin Lübnan'daki tarihinde eşi benzeri olmayan darbeydi bu. Lübnan'daki düşmandan hiçbir zaman böyle darbe almamıştık. İsrail'li düşmanlarımızla yaptığımız savaşta bu tarz saldırıya uğramamıştık. Belki de dünya tarihinde bile bu tarzda bir saldırı olmamıştı.
"BU DARBE BİZİ YIKAMAYACAK"
"Bazen biz galip geliyoruz bazen onlar. Salı ve çarşamba kanlı ve ağır günlerdi bizim için. Büyük bir imtihandı bizim için. Allah'ın yardımıyla bu sınavı da başarıyla geçeceğiz. Bu darbe seni düşürmesin. Ne kadar güçlü olursa olsun, bu önemli. Size diyorum ki, Allah'a tevekkül ederek ve güven içinde bu ağır, büyük, eşsiz darbe bizi asla yıkamayacak, düşüremeyecek. Bu tecrübeyle söylüyorum. Buradan bir ders alıp, daha güçlü olacağız. Daha sağlam duracağız. Gücümüz bütün ihtimallere karşı duruşumuz sağlam olacak.
"LÜBNAN CEPHESİ, TEL AVİV'İN İLK YENİLGİSİ"
"Düşman neden bu soykırımı yaptı? Düşmanın hedefini iyi tespit etmemiz lazım. Şunu hatırlatmamız gerekir ki, Aksa Tufanı'ndan çok kısa bir süre sonra, ki birinciyıldönümüne geleceğiz. 8 Eylül'de. Ekim ayından itibaren Lübnan cephesi açtık. İsrail'e büyük baskı yapan cephe açtık. Düşmanın yaptıkları bunun kanıtı zaten. Ellerinde hiçbir veri ve bilgi olmayanların olayı değerlendirmesi bizim için önemli değil. Örneğin İsrail'in eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı, kuzeyde Lübnan cephesinde olanlar İsrail'in tarihteki ilk yenilgisidir diyor. Hizbullah, Lübnan'ın kuzeyinde stratejik zaferler kazanıyor diyor. Bunu düşman itiraf ediyor. Onlar istediği kadar İsrail'in içinde güvenlik kuşağından bahsetsinler. 75 yıldır ilk defa kuzeyde güvenlik kuşağının oluşturulması gerektiğini söylüyorlar. Turizm ve ziraat olarak ne kadar zarara uğradılar. Kayıplar verdiğini itiraf ediyorlar.
"11 AYDA KUZEYİ KAYBETTİLER"
"Gazze'de bu kadar baskı altında olmalarına rağmen kuzeyden Gazze'ye hiç asker kaydırmadılar. Kuzeyde gerçekten bir cephe var. İsrail medyasında 2 gün önce bir kanal diyordu ki, birçok cephede düşmanla karşı karşıyayız ve şu anda deniz kuvvetlerimizin, deniz piyadelerimizin de devreye girmesi gerekiyor. Diyorlar ki, biz kuzeyi kaybettik artık bu 11 ay içinde.
"ÇOK CİDDİ ÇATIŞMALAR OLUYOR"
"Netanyahu ve diğerleri mecbur kalıp kuzey cephesi buyrun gelin kurtarın diye açıkça ilan ediyorlar. Düşmana Lübnan üzerinden kuzeyden büyük baskı oluşturduk. Yemen cephesinde çok muazzam işler yapılıyor. Kızıldeniz'de ve Hint Okyanus'ta. Irak ve Lübnan cephesinin muazzam baskı yaptığı inkar edilemez. Filistin direnişinde hedefimize ulaşmak için her türlü desteği veriyoruz. Ama çatışmalar hala sürüyor bizimle siyonist düşman arasında. Geçtiğimiz senelerde yüzde 1'i bu operasyonar yapılsaydı tarafımızdan savaş açarlardı. Şu an çok ciddi çatışmalar oluyor ve savaş ilan edemediler.
"EN KORKUNÇ SALDIRIYI BİZE YAPTILAR"
"11 aydır aynı havayı yaşıyoruz. Hepsi Lübnan devletine ve halkına baskı yapmak, direnişe baskı yapmak içindi. Özellikle psikolojik olarak bu cepheyi durdurmak için. Suikastlar yaptılar, komutanlarımızdan öldürülenler oldu. Binlerce evi yıktılar, ses duvarını yıktılar. Bu darbe de bu yolla geldi. Lübnan'daki bu direniş duruşunu hiç bozmuyor ve şu anda en korkunç saldırıyı bize yaptılar. Ama sivilleri öldürdüler. Sivil kurumları hedef aldılar.
"İSRAİL'İN HEDEFİ BUYDU: DİRENİŞ DURSUN"
"Bu işledikleri büyük suç. Salı günkü operasyondan birkaç saat sonra birtakım resmi ve özel kanallara ve açıkça söyleyeyim; dediler ki bizim hedefimiz Gazze'ye desteği ve Lübnan cephesini durdurmak. Çarşamba günü daha fazlasını yaptılar. Hedef açık, ortada. Hedefleri şuydu; Lübnan Gazze'ye destek olmasın. Belki ön hazırlıktı belki de büyük bir operasyon yapmak istiyorlardı. Şunu çok iyi biliyoruz. Bize gelen mesajlar şöyleydi; dediler ki direnişi durdurun. İsrail'in hedefi buydu. Direniş dursun.
"Batılılar hemen Güvenlik Kurulu'nu toplayalım dedi. Gazze'nin direnişini bırakın, bunu bize telkin etmeye çalıştılar. Ne kadar fedakârlıklar yaptık ne kadar şehitler verdik. Çok kanlı çarpışmalar oldu bu 1 yıl içinde. Biz böyle bir şey yapamayız, hepsi boşa gitmiş olacaktı. Salı ve çarşamba günü bize vurulan darbeler iki cepheyi birbirinden ayırmak. Filistin ve Lübnan cephesini.
"Cevabımız nedir? Şehit ailelerin, yaralıların adına. Gözlerini, ellerini kaybedenlerin adına. Sabreden ve dik duruş sergileyen herkesin adına... Görevlerini yerine getiren herkesin adına: Gazze'ye destek olan herkesin adına. Bu insafsızca ambargoya karşı duran herkesin adına. Netanyahu ve Gallant'a, düşman toplumuna diyorum ki; Lübnan cephesi Gazze'deki saldırılarınızı durdurmadan biz durmayacağız. 11 aydır aynısını söylüyoruz.
"LÜBNAN'DAKİ DİRENİŞ ASLA DURMAYACAK"
"Şehitler ve yaralılar verdik. Açıkça söylüyorum; ne olursa olsun sonucu, ihtimaller ne olursa olsun. Bölgede neler olursa olsun Lübnan'daki direniş asla durmayacak. Gazzeliler ve Filistinliler, Batı Şeria'daki kardeşlerimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Bu bizim ilk tepkimizdir.
Yaralılarımız var, vahşilikleriniz durmasa da hedefimizden vazgeçmeyeceğiz. 11 aydan beri yapmak istediklerinin karşısında duracağız.
"İSRAİL'E KARŞI BOYUN EĞMEMİZİ İSTİYORLAR"
"Başka hedefleri de vardı. Çevreyi vurdular. Altyapıyı vurmak istediler. Patlamalar nerede oldu? Güneyde ve Beka Vadisi'nde oldu. Hizbullah ve gençlerinin olduğu bölgelerde oldu. Bu geniş patlamalardan sonra bu bölgeyi yormak istiyor; İsrail'e karşı boyun eğmemizi istiyor. Direniş ve direnişin liderliğinin 'artık tamam yeter' dememizi bekliyorlar. Biz görevimizi yerine getirdik artık duralım dedirtmek istiyorlar. Salı ve çarşamba yaptıkları bunu da imkansız kılıyor.. Hepiniz yüksek maneviyatı gördünüz. Yaralılarımız çok sabırlı, tekrar cepheye ve savaşa dönmek istiyorlar.
"Bu önemli vazifeyi herkes devam ettirmek istiyor. Ben de düşmana diyorum; şehit aileleri, yaralıların aileleri duysun. O yaralılar tekrar cepheye dönmek istiyorlar. Kararlılar. Hakikaten onların sabırlarının, imanının karşısında eğiliyoruz.
"DİRENİŞİN TEMELİN DARBE VURMAK İSTEDİLER"
Hem dün hem evvelki gün şehitlerin cenazelerini gördünüz. Bütün şehirlerimizde şehitlerin cenazeleri büyük katılımlarla oldu. Çok sloganlar atıldı. Lübnan olarak herkes yanımızda durdu. Bu katliamın ve soykırımın karşısında halkımız Lübnan'da daha çok birbiriyle sırt sırta vererek destek oldu, birliğimiz çoğaldı. Bunlar direnişin temeline darbe vurmak istediler. Cihazlara, telsizlere saldırı düzenleyerek bizi felç etmek istediler, evet.
"İSRAİL'İN TOPLU SAVAŞ AÇMA İHTİMALİ VARDI"
Her halükârda elinden geldiği kadar liderlerden daha fazlasını öldürmek istiyorlardı. Direnişin düzenini bozmak, anarşi ve karmaşa çıkmasını istiyorlardı Hizbullah'ın safları arasında. Bu olmadı. Bir an dahi karmaşaya izin vermedik. Düzenimiz asla bozulmadı. İlk andan itibaren hepimiz olaya hakimdik ve cephedekiler de bütün silahlarını hazır ol hale getirdiler. Her halükârda, her ihtimal vardı, İsrail'in toplu savaş açma ihtimali vardı. Silahlarımızı çalıştırdık. Düzenimiz ve altyapımız asla bozulmadı.
"HAZIRLIĞIMIZ ÇOK YÜKSEK AŞAMADA, GÜCÜMÜZ DAHA FAZLA ARTIYOR"
Allah'a hamdolsun şehitlerin kanları sayesinde ve bütün lider ve komutanlar 1982'den bugüne kadar Hizbullah'ın hazırlığı, kudreti, gücü hiçbir şekilde bilin ki, bu tarzdan daha fazla sarsılmamıştık. Çok ciddi darbeydi, dostlarımız da dışarıda çok endişelendi. Bilin ki, altyapımız çok sağlam, güçlüyüz. Hazırlığımız çok yüksek aşamada. Düşman bunu bilsin ki ne bizim altyapımıza, gücümüze, imanımıza ve liderliğimize asla zarar veremedi. Hatta bizim gücümüz daha fazla artıyor, duruşumuz daha sağlamlaşıyor, bunu kesin olarak bilsinler.
NE OLMUŞTU?
Lübnan'da 17 Eylül'de, Hizbullah mensuplarının kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar meydana geldi. Patlamalarda ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetti, 300 kadarı ağır yaklaşık 2 bin 800 kişi yaralandı. Ülkede 18 Eylül'de çok sayıda telsizin patlatılması sonucu da 20 kişi öldü, 450'den fazla kişi yaralandı. Lübnanlı yetkililer olaydan İsrail’i sorumlu tutarken İsrail’den konuyla ilgili henüz bir açıklama gelmedi. İsrail-Lübnan sınırında 8 Ekim 2023'ten bu yana taraflar arasında zaman zaman şiddetlenen çatışmalar meydana geliyor.