İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Türkiye Belediyeler Birliği Ekim Ayı Olağan Meclis Toplantısı öncesinde Ankara’da gazete ve televizyonların Ankara temsilcileri ile bir araya geldi. Türkiye Belediyeler Birliği ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin faaliyetlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan İmamoğlu, gazetecilerin gündeme yönelik sorularını da yanıtladı. Ekol TV'den Ankara Temsilcisi Eray Görgülü'nün haberine göre; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Merkezi’ne seslendi. İmamoğlu, "İktidar seçimi kazanamaz, kaybedersek biz kaybederiz. Kendi hatalarımız, uyuşmazlığımız ya da hazırlıksız olmamızla kaybederiz" dedi. 

ERKEN SEÇİM İSTİYOR MU?

İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in erken seçim çağrısı hatırlatılarak, kendisinin erken seçim talebi olup olmadığı sorusu üzerine şunları söyledi: “Siyasi partiler tarafından körüklenen her gün gündeme atılan bir mesele değil de halkın nabzının bunu belirlemesini daha güçlü buluyorum. Bu bağlamda bir zemin oluşuyor, ama ne zaman vücut bulur bilemem. Bir muhalif partinin her gün erken seçim demesi yerine, benim partimin her gün ülkenini  sorunlarına çözüm önerilerini anlatan bir parti olmasını daha değerli bulurum. Ki şu an partimizin yoğun bir program çalışması söz konusu. Böylesi bir süreç hem toplumu motive eder, hem muhalefeti güven verici olur.

“SEÇİMİ KAYBEDERSEK, MUHALEFET OLARAK BİZ KAYBEDERİZ”

Bugün itibarıyla bu seçimi kazanacak bir iktidar önümüzde yoktur. Kaybedersek bir tek muhalefet olarak biz kaybederiz, kendi hatalarımız, uyuşmazlığımız ya da hazırlıksız olmamızla kaybederiz. Buna fırsat vermeyecek muhalefet yapısını kurmalıyız ve toplumsal muhalefeti güçlü bir şekilde bir araya getirmeliyiz. İktidarın ulusal ve uluslararası alanda yarattığı tahribatı taşıyacak gücü yoktur, durumu idare ediyor. Bu süreçten sonra tek sorumlu biziz.”

AHMAK DAVASI

İmamoğlu, istinafta devam eden “ahmak” davası süreci ve davadan çıkacak karara göre CHP’de Genel Başkanlık hedefleyeceği iddialarına ilişkin de şunları söyledi: “Ben öyle bir fırsatçı insan değilim, öyle bir gündemin parçası olmam. Partimin genel başkanı var. Ben görevimin başındayım. İstanbul’a hizmet ediyorum. Ama bir süreç gelişir, oluşur ya da dönemimin sonu olur, başka bir vesile olur. Oluşana kadar İstanbul’a hizmet etmeyi çok önemli buluyorum ve başarılı olmayı istiyorum. Öyle bir gündemim yok"

“ADALETE OLAN İNANCIMI KORUMAK İSTİYORUM”

Bu sürecin adil ve objektif bir şekilde işleyeceğine inanmak istediğimi dile getirmek istiyorum. Ne yazık ki, ilk mahkemede böyle olmadı. Ben istinaf mahkemesinde adalete olan inancımı korumak istiyorum. Teamüllere uygun olmayan şekilde hakim değiştirildi. Yargısal tacize uğradığımı düşünüyorum. 2019 yılından beri bu konunun gündemde tutulması, yaşandığı ortamdan yaklaşık bir buçuk yıl sonra bir soruşturmaya, daha doğrusu bir yargıya sevk edilmesi komik bir durum. 
Bazen yurt dışında soranlar oluyor, nasıl anlatacağımı bilemiyorum, utanıyorum anlatamıyorum.” 

“MEVKİ İŞİNE HİÇ SICAK DEĞİLİM”

İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin “çift forvet” açıklamasının hatırlatılması ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’la aralarında bir rekabet yaşanıp yaşanmadığına ilişkin soru üzerine de şöyle konuştu: Şu anda tam da bu kesitiyle gündemimizde olmayan bir şey. Mansur Bey’in başarısıyla gurur duyarım. Bizim belediye başkanlarımızla olan diyaloğumuz, irtibatımız, dayanışmamız 2019 ilk aylardan itibaren başlamıştır. 5 yıl boyunca 11 büyükşehir belediye başkanı muazzam bir dayanışma ağı oluşturduk. Sanki bir yarışmış gibi algılanmasına çok üzülüyorum. Böyle bir durumumuz yok. Mevki işine hiç sıcak değilim, daha doğrusu pozisyon meselesine, biz takım arkadaşıyız, yol arkadaşıyız bu işin sağ açığı, sol açığı olmaz. Bunu ben Genel Başkanımla da paylaştım. Yol arkadaşlığı meselesinin hedefi tektir biz o hedefe koşan insanlarız. Bunu bir eleştiri boyutuyla ele almamak lazım. Sempatik bir eleştiri olarak da alabilirsiniz. Gerçekten böyle bir kıyaslamayı da doğru bulmuyorum. 

CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI SORUSU: BİZ ZATEN YOLA ÇIKTIK

İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin soru üzerine de, “Aday mısınız boyutu kirlendi. Bu her gün yazılan çizilen pozisyona evrildi. Bu bizi yoran bir süreç. Biz zaten yola çıkmış durumdayız. Bu sisteme karşıyız. Yeni bir demokratik düzeni kurma konusunda kararlıyız. Yeni güçlü demokratik bir halkçılık, kapsayıcı kutuplaştırmayan toplum var etme duygusu olması lazım. Her şehre her beldeye vizyon koyabilen ülke var etmek istiyoruz. Bu yolun, yol arkadaşı, yolcusu, öncüsü olan, her konumda mücadele eden birisiyim ben. 2023 seçimlerini kaybettiğimizin bir gün sonrasında hedef koyan birisiyim. Günü geldiğinde milletimizin adaylara da milletimiz karar verecek. O iş de bir kısım elitlerin yön vereceği şekil değildir. Benim partim var, partimin alacağı karar mekanizmaları işleyecek. Cumhurbaşkanına da millet karar verecek. 

KABOĞLU’NU ELEŞTİRDİ: TALİHSİZ AÇIKLAMA

İmamoğlu, İstanbul Barosu seçimlerini kazandıktan sonra Anayasa’nın ilk 4 maddesinin olumlu anlamda değiştirebileceğini söyleyen İbrahim Kaboğlu’nu da eleştirdi. İmamoğlu, “Anayasanın ilk 4 maddesi gayet olumlu bir biçimde tariflenmiştir ve 4 maddenin Türkiyemizde mevzu edilecek pozisyonu ve durumu yoktur. Bu bağlamda yapılan açıklamayı talihsiz açıklama olarak görüyorum. Talihsiz açıklama. Bugünden ürettiği polemiğin baronun kapsayıcı anlayışına ters olduğunu düşünüyorum. Hukukla, yargıyla ilgili konularda kişisel fikrini açıklayabilir, ama baro başkanı olarak baronun bakışını temsil eden açıklamalar yapmasını tavsiye ediyorum. Üzüldüm.” İmamoğlu, İstanbul Barosu seçimlerinde İbrahim Kaboğlu’nu destekleyenlerin PKK’nın müzik grubunun şarkısı eşliğinde halay çekmesine yönelik bir soru üzerine de “Özeleştiriyi yapmazsak, Sayın Kaboğlu ile verdiğim bu cevabı vermezsek. Buna benzer özeleştirileri yapmaz, kendimizi düzeltmez, topluma iyi hazırlık yapmaz, söylediklerimizle örtüşen uygulamaları yerine getirmezsek seçimi zaten kaybederiz” ifadesini kullandı. 

“BEBEK ÖLÜMLERİNDE KİM VARSA HESABINI VERECEK”

İmamoğlu, bebek ölümlerine sebep olan Yenidoğan Çetesi ile ilgili de “
“Bebeklerin canına kastedilirken nerede bu devlet? Gasp ve tecavüz suçluları salınırken nerede bu devlet diye sormak istiyorum” ifadesini kullandı. İmamoğlu, Yenidoğan Çetesi içerisinde yer aldığı iddia edilen İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis üyesi Ahmet Atilla Yılmaz ile ilgili de 
“Bebek ölümlerinde sorumlu bir partili varsa hesabını verecek. Uzak duracak bizden. Suçu kesinleşmiş pozisyonda değil, direkt ölümlerle ilişkili bir pozisyonu da yok. Ama ona rağmen istifa etmesini gerektiğini kendi de düşündü, biz de öyle düşündük. Süreç içinde kim varsa yerine getirir, aklanır geri döner, aklanmaz parti tedbirini alır” diye konuştu. 

“EL SIKIŞMA DEĞERLİDİR, AMA BUGÜNE KADAR NİYE SIKIŞILMADI DİYE SORMAK GEREK”

İmamoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in doğu ve güneydoğu turu ile  çözüm süreci iddialarına yönelik de şöyle konuştu:  “Bu mesele, meclisteki el sıkışma üzerinden yorum yapılacak bir mesele değildir. Tabii ki bir el sıkışma değerlidir ama alkışlamak yerine bugüne kadar niçin el sıkışmadı diye eleştirmek daha doğru olur diye düşünüyorum. Oy vermeyenlerin tamamı vatan haini diyen, her gün vatan haini propagandası yapan siyasilerin topluma çıkamaması lazım. 
Ama türkler, kürtler ve diğer etnik kökenler bu milletin ayrılmaz bir parçasıdır. Bizim milli birliğimiz, sadece ülkemiz için değil yakın coğrafyanın güvenliği için de önemlidir. Ülkenin birliği beraberliği için düşman aramaya gerek yok. Hiçbir vatandaşımızın kendisini azınlık diye tarif etmesini kendime yakıştıramam. Azınlık diye vatandaşımız olamaz, her bir vatandaşımız asildir.. Azınlık hakları, böyle bir şey olmaz reddediyorum. Öyle bir hukuk devleti olmalıyız ki, o vatandaş huzurla, güvenle bu memleketin parçası olacak. Bu süreci masaya pazarlık olarak getirilecekse hiç getirmesinler. Zarar verirler yarın yeni bir dönemin başlamasına. 

“ALLAH’A HAVALE EDİYORUM, ALLAH BİLDİĞİ GİBİ YAPSIN”

İmamoğlu, FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in yaşamını yitirmesiyle ilgili de şu değerlendirmede bulundu: Allah’a havale ediyorum. Allah bildiği gibi yapsın, başka bir önemi yok benim için. Bu ülkeye çok büyük bir travma yaşatılmıştır. Ama şu kaygımı dile getirmek istiyorum. Başka örgütlerin başka oluşumların üreme ve türeme kapasitesi vardır bu ülkede o hala devam etmektedir. Hala ülkenin kurumlarına sızan, güzel dinimizi alet ederek mekanizma oluşturan yapılar vardır. Yeni tehditleri daha çok önemserim.