PIRIL CENNET / EKOL HABER
Kraliçe II. Elizabeth ya da doğum adıyla Alexandra Mary Windsor, 21 Nisan 1926'da Londra'da, Buckingham Sarayı'na birkaç kilometre uzaklıkta, Bruton Street'te doğdu. Babası Kral VI. George ve annesi Kraliçe Elizabeth için ilk çocuk olarak doğan Elizabeth, tahtın tek varisi değildi ve geleceğin kraliçesi olacağını da kimse tahmin etmiyordu. Elizabeth, ergenlik yıllarında, gelecekteki rolüyle ilgili ciddi bir eğitim görmedi. Ancak babasının 1936'da beklenmedik şekilde tahta çıkmasıyla, onun hayatı da geri dönülmez bir şekilde değişti…
II. DÜNYA SAVAŞI'NDA GENÇ BİR PRENSES
1940'ların başında, II. Dünya Savaşı tüm dünyayı sarsarken, Elizabeth henüz 14 yaşındaydı. Kraliyet ailesi, İngiliz halkının moralini yükseltmek için güvenli bir yere çekilmek yerine Buckingham Sarayı'nda kalmayı tercih etti. Genç prenses Elizabeth, Windsor Kalesi'nden yayınlanan radyo programlarıyla çocukları cesaretlendirdi ve halka umut verdi. Savaşın sonuna doğru, prenses olarak askerî araç kullanma ve ilk yardım becerilerini öğrenmek için İngiliz Kadınlar Yardımcı Bölüğüne katıldı. Elizabeth, halkın yanında olmayı ve onlarla aynı deneyimi paylaşmayı seçti, bu da onun saltanatının ilerleyen yıllarında halktan biri olarak algılanmasına neden oldu.
BİR AŞK HİKÂYESİ: PRENS PHILIP İLE EVLİLİĞİ
Kraliçe II. Elizabeth’in hayatındaki en önemli kişilerden biri, kuşkusuz kocası Prens Philip, Edinburgh Dükü’ydü. Elizabeth ve Philip’in aşk hikayesi, neredeyse masalsı bir nitelik taşıyordu. 1939 yılında, Elizabeth henüz 13 yaşındayken tanıştılar; Philip ise Yunanistan ve Danimarka Prensi olarak İngiltere Kraliyet Donanması’nda görev yapıyordu. İlk tanışmalarından itibaren Elizabeth, Philip’e karşı derin bir hayranlık ve sevgi beslemeye başladı. Bu gençlik aşkı, yıllar geçtikçe güçlendi ve çift, II. Dünya Savaşı’nın ardından 1947’de Westminster Abbey’de evlendi. Elizabeth ve Philip’in evliliği, tam 73 yıl sürdü ve modern kraliyet tarihinde bir dayanıklılık sembolü haline geldi. Prens Philip, Kraliçe Elizabeth’in yanında daima destekleyici bir rol üstlendi ve onun en güvenilir danışmanı oldu. Evlilikleri süresince Prens Philip, saray yaşamının zorluklarına karşın Elizabeth'in yanında yer aldı ve ona olan bağlılığını hiç kaybetmedi. Birbirlerine yazdıkları mektuplarda, paylaştıkları samimi anlarda ve birlikte yaşadıkları zorluklarda derin bir sevgi ve saygının izleri görülebiliyordu. Prens Philip, 2021 yılında 99 yaşında vefat etti ve Kraliçe’nin yaşamında büyük bir boşluk bıraktı.
KRALİÇE II. ELIZABETH’İN ÇOCUKLARI
Kraliçe II. Elizabeth ve Prens Philip’in evliliğinden dört çocuk dünyaya geldi: Charles, Anne, Andrew ve Edward... Her biri kendi hayatlarında farklı izler bıraktı, ancak her biri de Kraliçe Elizabeth’in yaşamında ve saltanatında önemli roller oynadı.
Kral III. Charles
Kraliçenin ilk çocuğu olan Charles, 14 Kasım 1948’de doğdu. Kraliçe’nin en büyük oğlu olarak tahtın varisi konumundaydı ve 2022’de annesinin ölümünün ardından Kral III. Charles olarak tahta çıktı. Charles, Galler Prensi olarak uzun yıllar boyunca birçok hayır işi ve çevre koruma çalışmalarıyla tanındı. Aynı zamanda mimari ve sanat alanlarında da aktif bir rol aldı. Charles’ın hayatı, Prenses Diana ile evliliği ve boşanması, ardından Camilla Parker Bowles ile evliliği gibi dramatik olaylarla da dikkat çekti. Kraliçe’nin ölümünden sonra, Charles monarşinin yeni yüzü olarak sorumluluğu devraldı ve annesinin mirasını sürdürme görevini üstlendi.
Prenses Anne
Kraliçenin ikinci çocuğu ve tek kızı olan Prenses Anne, 15 Ağustos 1950’de dünyaya geldi. Anne, İngiliz monarşisinin en çalışkan üyelerinden biri olarak bilinir ve onlarca hayır kurumu ile organizasyonda aktif bir rol üstlenir. At binme tutkusuyla annesine benzer ve 1976 Montreal Olimpiyatları’na katılarak Kraliyet Ailesi’nden olimpiyatlarda yarışan ilk kişi olma unvanını kazanmıştır. Anne, sade yaşam tarzı ve keskin zekasıyla tanınır, aynı zamanda birçok kraliyet görevi üstlenerek annesinin mirasını sürdürür.
York Dükü Prens Andrew
Kraliçenin üçüncü çocuğu olan Prens Andrew, 19 Şubat 1960’ta doğdu. Deniz kuvvetlerinde aktif olarak görev aldı ve Falkland Savaşı’nda İngiltere adına savaştı. Ancak, 2000’li yılların sonlarından itibaren Prens Andrew, özel yaşamı ve bazı iş ilişkileri nedeniyle tartışmaların odağında yer aldı. 2019 yılında, cinsel istismar iddiaları nedeniyle kamu görevlerinden çekilme kararı aldı ve Kraliçe’nin ölümüne kadar kraliyet ailesinin aktif bir üyesi olarak ön plana çıkmadı. Andrew’un hayatı, Kraliyet Ailesi’nin kamu imajı için bir meydan okuma olarak kalmaya devam etti.
Wessex Kontu Prens Edward
Kraliçenin en küçük çocuğu olan Prens Edward, 10 Mart 1964’te doğdu. Gençlik yıllarında televizyon yapımcılığı alanında çalıştıktan sonra, babasının ölümünden sonra “Edinburgh Dükü” unvanını devralan Edward, hayır kurumları ve sivil toplum kuruluşları için çalışmalarını sürdürüyor. Edward, her zaman daha düşük bir profilde kalmayı tercih etti ve genellikle monarşinin günlük işleyişine odaklandı. Kraliçe’nin ölümünden sonra, onun temsil ettiği değerlere olan bağlılığı ve ailesi içindeki sorumluluğu daha da arttı.
TAHTIN EN GENÇ HÜKÜMDARLARINDAN BİRİ
1952'de, henüz 25 yaşındayken babası Kral VI. George'un ölümünün ardından Elizabeth, İngiltere Kraliçesi olarak tahta çıktı. Genç yaşına rağmen Elizabeth, derin bir sorumluluk duygusu ve sarsılmaz bir bağlılıkla ülkesine hizmet etme kararı aldı. 1953'te Westminster Abbey'de düzenlenen taç giyme töreni, ilk kez televizyon aracılığıyla canlı yayınlandı ve milyonlarca izleyiciye Kraliçe'nin tahta çıkışını tanık etme şansı sundu. Bu an, hem İngiltere'de hem de dünya genelinde monarşinin modernleşme sürecinin başlangıcını temsil ediyordu.
BAŞARILARLA DOLU 70 YIL
Kraliçe II. Elizabeth, tam 70 yıl boyunca Birleşik Krallık'ın hükümdarı olarak tahtta kaldı ve bu süre zarfında çok sayıda önemli başarıya imza attı. İngiltere'nin Avrupa Ekonomik Topluluğu'na katılması, İngiltere'deki apartheid karşıtı hareketlerin desteklenmesi, hem İngiliz İmparatorluğu'nun çözülmesi hem de Milletler Topluluğu'nun yeniden şekillenmesi gibi kritik olaylarda önemli roller oynadı. Aynı zamanda modern iletişim çağının gerekliliklerine uyum sağladı; dünyanın dört bir yanındaki insanlarla televizyon, radyo ve son olarak internet aracılığıyla etkileşim kurdu.
TWEET ATAN İLK İNGİLİZ HÜKÜMDAR
Kraliçe II. Elizabeth'in saltanatı, sadece siyasal ve diplomatik başarılarla değil, aynı zamanda teknolojik ve kültürel değişimlerle de anılacak. İlk e-posta gönderen hükümdar olarak tarihe geçti ve 2014'te bir tweet atan ilk İngiliz hükümdar oldu. Dijital çağın gerekliliklerine uyum sağladı ve Kraliyet Ailesi'nin sosyal medyadaki varlığını güçlendirdi.
“ANNUS HORRIBLIS”
Kraliçenin hayatı başarılarla dolu olsa da karşılaştığı zorluklar da az değildi. 1992 yılı, kendi deyimiyle "annus horribilis" (felaket yılı) olarak tarihe geçti. O yıl, üç çocuğu boşandı, Windsor Kalesi'nde büyük bir yangın çıktı ve aile içi skandallar basında geniş yer buldu. Ayrıca, 1997'de Prenses Diana'nın trajik ölümü, Kraliyet Ailesi'ne yönelik eleştirilerin artmasına yol açtı. Ancak Kraliçe, her zaman soğukkanlılığını ve sabrını koruyarak bu krizleri atlatmayı başardı. COVID-19 pandemisi sırasında dahi Kraliçe, halkına ilham vermeye devam etti. Karantina sürecinde, birçok kişi izolasyon ve belirsizlikle mücadele ederken Kraliçe, televizyon konuşmaları ve dijital ortamlar aracılığıyla halkına destek verdi, dayanıklılık ve birlik mesajları iletti.
KRALİÇENİN İLGİNÇ YÖNLERİ
Kraliçe II. Elizabeth’in kamuya yansımayan birçok ilginç yönü de vardı. Örneğin, atlara ve köpeklere olan tutkusu herkesçe biliniyordu; özellikle Corgi cinsi köpekler, onunla özdeşleşmişti. Çocukluğundan itibaren at binme tutkusuyla bilinen Kraliçe, yaşlılık dönemine kadar bu sevgisini sürdürdü. Ayrıca, bir dizi akademik ödüle sahip olmasa da dünya tarihine ve kültürel mirasa olan ilgisiyle tanınırdı; Shakespeare ve Agatha Christie hayranıydı. Az bilinen bir diğer yönü ise, 30 yıl boyunca sahte isimle çeşitli antikacılarda alışveriş yapmış olmasıydı. Bunun yanı sıra henüz prensesken II. Dünya Savaşı’nda orduya destek vermek için kamyon şoförü olarak hizmet vermişti.
SONUN BAŞLANGICI VE MİRASI
Kraliçe II. Elizabeth, 8 Eylül 2022'de İskoçya'daki Balmoral Kalesi'nde huzur içinde vefat etti. Bu ölüm, dünya genelinde büyük bir üzüntü yarattı ve Britanya'da binlerce insanın onun için toplandığı tarihi bir an oldu. Onun hayatı ve mirası, bugün hâlâ hatırlanmakta ve kutlanmaktadır. İngiltere ve dünya üzerindeki etkisi uzun yıllar boyunca hissedilmeye devam edecek; monarşiyi modern çağa taşıyan ve dünyanın dört bir yanındaki insanlara ilham veren bir hükümdar olarak anılacak. Kraliçe II. Elizabeth'in hayatı boyunca yaptığı katkılar ve dünyaya bıraktığı iz, onu tarihin sayfalarına altın harflerle yazdırdı. Onun mirası hem ailesi hem de dünya için bir ilham kaynağı olarak yaşamaya devam edecek…
