Ekol TV'de seyirci ile buluşan ve Armağan Çağlayan'ın sunduğu Sorgusuz Sualsiz programı, siyasi lider ve partilerin önemli temsilcilerini ağırlamaya devam ediyor. Armağan Çağlayan'ın bu haftaki konuğu olan İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, önemli konulara değindi. Programda öne çıkan başlıklar şu şekilde:

"12 YIL SÜRGÜN YEDİM"

Armağan Çağlayan'ın "Hayatınızın yüzde yüzünü siyasete vakfetmişsiniz" sözleri üzerine açıklama yapan Turhan Çömez, "Aslında siyaset değil, ülkeme vakfettim. Siyaset benim için temel hedefim değil,özel bir çaba da harcamadım. Siyaset ülkeye hizmet etmek için bir vesiledir. Yaptığım işler siyasi gibi görünse de, nihayetinde bir hizmet olarak değerlendiriyorum. Çünkü ülke beni Anadolu köyünden çıkardı. Önce doktor yaptı, sonra milletvekili yaptı. O dönem bir duruşum vardı (Bedelini ödedim) 12 yıl sürgün yedim. Tekrar geri geldim. Milletimiz yine bana oy verdi. Onun için bu millete sadece hizmet edilir. Sürem ne kadarsa gece gündüz için çalışıyorum" ifadelerini kullandı. 

SON SEÇİME CHP İLE GİRİLSEYDİ NE OLURDU? 

"Yerel seçime CHP ile girilseydi" sorusuna cevap veren Turhan Çömez, "Siyasette karar alırsınız ve doğru ya da yanlış olduğunu toplum size söyler. Uzun vadeli doğruydu ama kısa vadeli doğru değildi. Toplum gidin kendinizi yenileyin dedi. Kadrolarını restore edin, politikanızı gözden geçirin ve tekrar görüşelim. Ve biz bu mesajı aldık. Toplumun bize söylediği sözü doğru kabul ederek aldık.  Önce kongre oldu, daha sonra genel başkan ve kadrolar değişti. Biz kendimizi merkez, merkez sağ siyaseti gibi tanımlasak da, toplumda yeterince anlaşılmadığını fark ettik. Ve şimdi kadrolarımız, duruşumuz ve eylemlerimizle Türkiye'nin tamamını kucaklayan bir merkez siyaset yolculuğu yaparak restore ediyoruz" dedi.

ERDOĞAN AKŞENER GÖRÜŞMESİ?

"Akşener - Erdoğan görüşmesini İYİ Parti'nin bilmesi gerekir miydi?" sorusuna cevap veren Turhan Çömez, "Meral Akşener'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yaptığı ziyaretten haberimiz yoktu.  Partinin kurucusu olduğu için haberimizin olması gerekirdi. Görüşmenin habersiz olması taban tarafından tepkiyle karşılandı. Siyasette iletişim, diyalog iyidir. Herkesle oturup konuşmamız gerekmektedir. Siyasette diyalog kapıları açık olmalıdır. Bunu ülke için yapmalıyız. Ama bu görüşmenin habersiz olması, ne ile alakalı olduğunun bilinmeyişi soru işareti. Taban buna tepki gösterdi" ifadelerini kullandı. 

''MİLLET İRADESİNİ YUMRUKLA SUSTURDULAR''

Mecliste meydana gelen kavga hakkında da açıklamalarda bulunan Çömez, "Can Atalay'ın kararını Anayasa Mahkemesi kararına rağmen, hakim hükmüne rağmen kabul etmediler. Millet iradesini kapılı kapılar ardında, demir parmaklılar ardında tutacağız. Can Atalay'ın cezaevinde tutulması Hatay halkının idaresini, demir kapılar ardında tutulması olarak bakıyoruz. Genel başkanımız uzun bir konuşma yaptı. O gün orada bu konuyu enine boyuna konuşmak yerine, millet iradesini yumrukla susturmayı denediler. Kürsü arkasında odalarımız vardır, orada da çok hararetli tartışmalar oldu. O gün Bekir Bozdağ yönetiyordu daha sonra Numan Kurtulmuş görevi devraldı ve devam edeceğiz dedi. Biz bunu kabul etmedik. Çünkü meclisin huzurunu sağlamakla görevli birisi, milletin kürsüsünde bir hatibi yumrukladı. Tam 3.5 saat bunun tartışması sürdü" ifadelerini kullandı. 

TURHAN ÇÖMEZ NEDEN SÜRGÜN EDİLDİ?

12 yıl sürgün edilmesi ile ilgili de konuşan Çömez, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı 1990 yıllarından beri tanırım. AK Parti'nin kuruluş döneminde beni partisine davet etti. Daveti üzerine siyasi danışmanı ve özel kalemi oldum. Erken seçim kararı alındıktan sonra milletvekili olmak istedim. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sormadan milletvekili adaylığımı yaptım. Buna çok kızdı ve rahatsız oldu. O dönem milletvekilliği aday adaylığından ayrıldım" dedi. 

Balıkesir'de görev yaptığım dönemde 5 yıl büyük kavgalarla geçti. 1 Mart tezkeresinin geçmemesinde büyük rol oynadım. Dönemin sonunda bir mektup yazdım kamuoyuna. 5 yıldır beraber siyaset yapıyoruz, görevimi hakkımla yaptığımı düşünüyorum ve AK Parti ile siyaset yapmak mümkün değil. Faydalı olacağımı düşünmüyorum diyerek istifa ettim. Bir süre işsiz kaldım, vizemi alarak dil öğrenmek için Londra'ya gittim.  Yaklaşık 1 ay sonra 60 polisle evim basıldı. Çocuklar perişan, her şeylerine el konuldu. Erdoğan'ın felsefesini tanıdığım için, Türkiye'ye dönersek cezaevinde uzun yıllar geçireceğimi bildiğim için İngiltere'de kaldım.  Daha sonra Ankara'dan bir telefon geldi. Biriyle görüştüm ve bana Demirel'in selamının olduğunu söyleyip Türkiye'ye dönmemem gerektiğini dönersem beni öldürecekleri söyledi. Daha sonra bu işi FETÖ yaptı dediler ve beraat ettim"