ERAY GÖRGÜLÜ / EKOL TV
Edirne Kaçakçılık Şube Müdürlüğü ekipleri geçtiğimiz günlerde Edirne otobanında uygulama yapmak için tertibat aldı. Bu sırada gişelerden geçmek isteyen 34 EKE 86 plakalı çakarlı lüks aracı polis ekipleri aracı durmak istedi.
ARAÇ DURMADAN KAÇTI
Araç durmayıp kaçmaya başladı. Polis ekiplerinin peşine düştüğü araç sirenleri açık şekilde kaçmaya çalışsa da 600 metre ileride durduruldu.
SUÇ KAYITLARI ORTAYA ÇIKTI
Araçta yapılan incelemede aracın CHP Edirne milletvekili Ediz Ün’e ait olduğu ortaya çıktı. Sürücü olarak araçta bulunan Çağatay Ramazan Çetin’in kasten yaralama suçundan, yolcu kısmında oturan Fatih Akın’ın ise "Uyuşturucu kullanmak," "Hırsızlık," "Mala Zarar verme," "Açıktan hırsızlık," "Resmi Belgede Sahtecilik," "Güveni Kötüye Kullanma," "Kooperatif Yöneticilerinin Faaliyeti kapsamında Dolandırıcılık" ve "2 adet Karşılıksız Çek Keşide Etme," "Başkasına ait marka hakkına iktibas veya suretiyle Tecavüz ederek mal üretmek veya Hizmeti Sunmak" suç kayıtları olduğu ortaya çıktı.
“KENDİME YETECEK KADAR ELEKTRONİK VAR”
Ekipler, iki şahsın da suç kayıtlarının ortaya çıkmasının üzerine araçta arama yapılmak için şoför Ferhat Anıl’a araçta suç unsuru olup olmadığı soruldu. Ferhat Anıl ise “Kendime yetecek kadar elektronik var” dedi ve bagajı açtı. Bagajdan yola elektronik sigara ve otomizer ateşleyiciler döküldü. Bunun üzerine polis ekipleri müracaat savcılığı aradı.
Edine Milletvekili Ün, Ekol TV Ankara Haber Koordinatörü Eray Görgülü'ye konuştu. Yaptığı görüşme şu şekilde,
“Söz konusu araç size mi ait?”
Bana ait bir araç. Araç 4 bin kilometreyi geçmişti, servis bakımını yaptırabilmek için randevusunu aldık. Yanımda gayrı resmi şoförlerimden bir tanesi olan ve daha önce de bu tarz işlerimde yardımcı olan Fatih Anıl isimli kişiye güvenerek 20 Eylül’de aracımı teslim ettim. Aracımın servisi Edirne’de yok. İstanbul’a götürecekti.
O da birisiyle buluşmuş yolda. Fatih Anıl, Çağatay Rahman Çetin isimli kişi ile buluşarak araca gümrük kaçağı olduğu iddia edilen ve soruşturmaya konu edilen elektronik sigara kiti ve benzeri malzemeleri yükleyerek İstanbul iline sevk etmek istemişler. Sonra bir arkadaşım aradı beni ve benim öyle haberim oldu. Sonra ben de Emniyet’e haber verdim, kendim aradım yani, ne gerekiyorsa yapın benim aracıma dedim.
“Siz kendiniz mi ihbar ettiniz?”
Evet ben de ihbar ettim ama ihbar edilmiş zaten o yanındaki kişi takipteymiş. Kaçakçılık Organize Suçlar Müdürlüğü takipteymiş. Tabii gişelerden geçince ondan sonra benim de haberim olunca ben de dedim ne gerekiyorsa yapın. Ben de hemen savcılığa gittim. Araçtaki diğer şahsı çok tanımıyorum.Her milletvekilinin de başına gelebilir yani böyle. Bu da ders olsun herkese. Ben güvendim teslim ettim aracımı, bu da o arkadaşla birlikte araca yükleme yapmış. Normalde bizim araçlarımızı arayamazlar ama ben aranmasını istedim, derhal arayın dedim. Suç unsurları tespit edilince de savcılığa gittim, şikayetçi oldum.
“Araçta suç kaydı olan birisi daha var, ona ne diyorsunuz?”
Enteresan bir şekilde yani ben aracı teslim ettiğim kişi, daha önce bana danışman olarak başvuru evraklarını vermişti ama almamıştım ben onu. Hatta şimdi benim telefonlarımı açamıyor tabii korkudan. Birisi aracılığıyla güncel sabıka kaydını da aldım. Adli sicil kaydına rastlanmamıştır diyor.
“Şimdi bir şoför var, sizin gayri resmi dediğiniz şoför, bir de bir kişi daha mı vardı araçta?
Bir kişi daha varmış, yani yolda binmiş.
“Siz onu tanımıyorsunuz ama?”
Tanıyorum, böyle bir samimiyetim, muhabbetim yok. İşte onun yanında birkaç kere görmüştüm öyle. Yani tanımam etmem, GBT’sini bilmem, sicilini bilmem. Birinin kardeşiydi, hani hatırladığım o. Bu tabi takipteymiş ve iyi de oldu, yakalandılar. Adliyede benim ismim asla geçmiyor. Hatta tam tersi teşekkür aldım yani emniyet güçlerinden, aracımın aramalarına izin verdiğim için, böyle bir suistimali kabullenmediğim için ve üzerine gittiğim için ki ben de şikayetçi oldum.
“Şikayetçi olduğunuz bu gayresmi şoförünüz sizin yanınızda Edirne'de mi çalışıyordu? Ne kadardır yanınızdaydı?
Çalışmıyor. Bu aslında öyle değil. Milletvekilinin yanında hep birileri gezer yani böyle. Üç tane resmi danışmanızı, zaten onlar Ankara’da. Zaman zaman işte arabanın lastiklerini değiştirmek için de yollarız. Milletvekilinin araçlarını milletvekillerinden daha çok yanındaki kişiler kullanır gittikleri bölgede. Dolayısıyla zaman zaman bakım, servis, onarım bir şeye ihtiyaç olduğunda da biz bu arkadaşları görevlendiriyoruz. O gün de o tesadüfen denk geldi. “Abi benim de İstanbul'da işim var” dedi.
Ben de verdim gitsin. Olayın içinde ben yokum, bilgim yok, iradem yok. Hiçbir şey bilmiyorum. Bana da çok sürpriz oldu yani. Ben de çok üzüldüm"