RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, son günlerde gündeme gelen sokak röportajları ve sosyal medya platformlarındaki dezenformasyonlar sonrası Kritik Dergi'de bir makale yayımladı.
'SAĞLIKLI KAMUOYU İÇİN TARAFSIZLIK ŞARTTIR'
Ebubekir Şahin, makalesinin duyurusunu, sosyal medya platformu X'teki hesabından yaptı. Şahin, X'teki mesajında "Manipülasyona ve dezenformasyona karşı toplumu savunmak görevimiz. RTÜK, sadece toplumsal ve kültürel değerlerimizi korumuyor aynı zamanda algı operasyonlarına karşı halkımızın dikkatini çekiyor. Sağlıklı kamuoyu oluşumu için tarafsızlık şarttır" dedi. Makalesinde Batı'nın ikiyüzlü davrandığını belirterek örnekler paylaşan RTÜK Başkanı Şahin, Kritik Dergi'deki makalesinde sosyal medya şirketleriyle ilgili şu mesajı verdi:
'TOPLUMUN MANİPÜLE EDİLMESİNE İZİN VEREMEYİZ'
"Sosyal medya mecralarında yayınlanan 'Sokak Röportajları' veya 'Vatandaşın Görüşü' gibi adlarla sunulan içeriklere dikkat çekiyoruz. Basın etik değerlerine aykırı yapılan bu yayınlarda toplumun manipüle edilmesine izin veremeyiz. Kitleleri bilinçli olarak etki altına almak maksadıyla yanıltıcı röportaj teknikleriyle yeni medya platformlarında toplumsal değerlerimizin aşağılanması, yalan, propaganda ve itibar suikastına girişilmesi masum bir eylem olarak görülemez."
'DEZENFORMASYON ARTIK MİLLİ GÜVENLİK SORUNU'
"Sosyal medya şirketlerinin dijital dünyayı bir manipülasyon aracına dönüştürmesi, toplumların doğru bilgiye ulaşmasını engellediği gibi, bireylerin davranışlarını da yönlendirmektedir. Bu mecralarda egemen güçlerin lehine kanaatler oluşturmak adına kullanıcıların kendi iradelerinin dışında bazı içerikler önlerine çıkmaktadır. Bu açıdan, Gazze olayları sırasında, sosyal medya şirketleri tarafından uygulanan sansür sıradan bir durum olarak görülmemelidir. Sosyal medyada üretilen dezenformasyon, birçok ülke tarafından artık milli güvenlik sorunu olarak ele alınmaktadır."
'ÖNCELİKLİ GÖREVİMİZ TÜRK TOPLUMUNU MANİPÜLASYONA KARŞI KORUMAKTIR'
"Batı düşüncesi tarafından evrensel değerler olarak sunulan kavramların Batı dışı toplumları manipüle etmek ve siyasetlerini Batı'ya uyumlu hale getirmek maksadıyla kullanılmasına karşı büyük bir dikkat gösterilmesi gerekmektedir. Bu açıdan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu olarak, öncelikli görevimiz Türk toplumunu manipülasyona ve dezenformasyona karşı korumaktır. Sosyal medya terör örgütlerinin Türkiye aleyhine yürüttüğü kampanyalara, sapkın akımların normalleştirilmesine dönük içeriklere ve Türkiye’nin bütünlüğünü hedef alan saldırılara karşı mücadele etmeyi sürdüreceğiz."
SOKAK RÖPORTAJLARI, RTÜK'ÜN TAKİBİNDE
"Bu çerçevede son olarak yine sosyal medya mecralarında yayınlanan 'Sokak Röportajları' veya 'Vatandaşın Görüşü' gibi çeşitli adlarla sunulan içeriklere dikkat çektik. Basın meslek ilkeleriyle bağdaşmayan, basın etik değerlerine aykırı yapılan bu yayınlarda toplumun manipüle edilmesine izin veremeyiz. Kitleleri bilinçli olarak etki altına almak maksadıyla yanıltıcı röportaj teknikleri kullanılarak yeni medya platformlarında toplumsal değerlerimizin aşağılanması, yalan, propaganda ve itibar suikastına girişilmesi masum bir eylem olarak görülemez. Tüm bu yayıncılık faaliyetlerinin ve paylaşımların, görsel yayıncılık alanında faaliyet gösteren ve anayasal bir kurum olan RTÜK’ün takibinde olduğunu ayrıca belirtmek isterim."
'DİJİTAL BAĞIMSIZLIK ÇALIŞMALARIMIZI GELİŞTİRECEĞİZ'
"Sayın Cumhurbaşkanımızın 'dijital faşizm' olarak nitelendirdiği bu dayatmalara karşı Türkiye Cumhuriyeti olarak vatandaşlarımızın özgürlüğünü korumayı sürdüreceğiz. Tek bir vatandaşımızın dahi sosyal medyada üretilen dezenformasyondan etkilenip mağduriyet yaşamaması için dijital bağımsızlık çalışmalarımızı daha da geliştireceğiz."
'HİÇBİR KURUM VATANDAŞLARIN MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SINIRLARINI BELİRLEYEMEZ'
"Günümüzde ortaya çıkan iletişim sorunlarına karşı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu olarak mücadele edip, çözüm önerilerini ortaya koymak bizim öncelikli görevlerimiz arasındadır. Bu sorumluluk çerçevesinde her platformda ifade ettiğimiz gibi Amerika’da ya da farklı bir Batılı ülkede kanunlara uyumlu davranan sosyal medya şirketlerinin Türkiye’de de yasalara uygun davranması konusunda asla taviz vermeyeceğiz. Türkiye’de medya özgürlüğü yasal olarak güvence altındadır. Hiçbir kurum ya da herhangi bir uluslararası şirket Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının medya özgürlüğünün sınırlarını belirleme hakkına sahip değildir."