Gündem

Yenidoğan çetesinin kan donduran telefon konuşmaları ortaya çıktı: Bize ne bırak bebek ölsün

Yenidoğan çetesi olarak bilinen aralarında doktor ve hemşirelerinde de olduğu vicdan yoksunlarının telefon konuşmaları ortaya çıktı. Bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmalli davranışlarda bulunarak bebeklerin ölmelerine neden olan çetenin telefonda "Bize ne bırak bebek ölsün" sözleri kan dondurdu. İşte o görüşmelerin devamı...

Abone Ol

Türkiye günlerdir yenidoğan çetesinin yaptıklarını konuşurken, çıkan detaylar kan dondurmaya devam ediyor. Aralarında doktor ve hemşirelerin de olduğu çetenin telefon görüşmeleri ortaya çıktı. Fezlekede adı geçen özel hastanelerden birinde hemşire olarak görev yapan şüpheli Mehtap S. ile örgüt üyesi şüpheli Hasan Basri G. arasında yapılan görüşmede “Mehtap çocuğu öldür elli satürasyonlu çocuk mu olur” şeklinde kayıtların olduğu tespit edilirken, hastaneye yapılan denetim esnasında ise şüpheli Hasan Basri G.'nin bir çalışanı arayarak “Denetim gelmiş alanı toplayın ne var ne yok hepsini kaldırın dosya mosya hiçbir şey kalmasın” dediği tespit edildi.

"ÇOCUĞU ÖLDÜR"

Fezlekede adı geçen özel hastanelerden birinde hemşire olarak görev yapan şüpheli Mehtap S. ile örgüt üyesi şüpheli Hasan Basri G. arasında yapılan görüşmede, bebek hastanın tedavisini uygun olmayan şartlarda yaptıkları ve konuşma içeriklerinde “Mehtap çocuğu öldür elli satürasyonlu çocuk mu olur” “yav ak öldüreceğim de öldürsem de bir dert biliyorsun yani” şeklinde kayıtların olduğu tespit edildi.

FAZLA HASTA ALMIŞLAR

Örgüt lideri olan doktor Fırat S. ile şüpheli Ceren Hatice K. arasında yapılan görüşmede ise İlçe Sağlık Müdürlüğü'nden denetime gelindiği bir gün yapılan telefon konuşmaları fezlekede açıklandı. Konuşmada Ceren Hatice K.'nın “Hocam bakanlıktan denetime geldiler. Bastılar öyle bildiğiniz şu an basamakları masamakları her şeyi kontrol ediyorlar ve benim 28 hastam var. Yani 23 normalde ya buranın hasta sayısı o yüzden” dediği Fırat S.'nin ise “Tamam taburcuların var zaten bugün taburcu edeceğin 3 hastan yok mu? Taburculukları ayarla” dediği belirtildi.

HABERLERE ÇIKACAĞIZ, VESİKALIĞIMIZA SİYAH ŞERİT ÇEKECEKLER

Soruşturma kapsamında adı geçen 11 hastanenin hasta takip işini yapan hemşire Hakan Doğukan T. ile Hasan Basri G. arasında yapılan telefon görüşmeleri de fezlekede yer aldı. Konuşmalarda Hakan Doğukan T.'nin “Haberlere çıkacağız vesikalık fotoğraflarımızla gözlerimize şerit çekecekler siyah” dediği Hasan Basri G.'nin ise “Bu sefer hakikaten alacaklar bizi” şeklinde cevap verdiği belirtildi.

"KANLARIN SONUCUNA GÜVENMEYİN"

Hemşire Hasan Basri G.'nin Funda S. isimli kişiyle yaptığı görüşmede ise “O kadar dün bebek yattı Funda onların hepsi b.. gibiydi nasıl topladı o çocuk ben anlamadım. Onların kan sonuçları gerçekten temiz mi?” dediği, Funda S.'nin “Gerçekten temiz” demesi üzerine Hasan Basri G.'nin “Funda hepsi çekiliyordu inliyordu o en son doğan maymun gibi” dediği belirtildi. Funda S.'nin ise “Hasan bizim laboratuvardaki kanların sonucuna güvenmeyin illa ki onu mu söyleyeyim ortalıkta” dediği belirtildi.

"BİZE NE BIRAK BEBEK ÖLSÜN"

Bir bebeğin ölümünün ardından hemşire Hakan Doğukan T. ile şüpheli Hüseyin G. arasında yapılan telefon görüşmelerine de fezlekede yer verildi. Kayıtlarda Hüseyin G.'nin “Bize ne bırak bebek ölsün ki rahat şikayet edelim” dediği Hakan Doğukan T.'nin ise “Kanka yazık ya çocuk gözümün önünde öldü ya” şeklinde cevap verdiği kaydedildi. Konuşmanın devamında Hakan Doğukan T.'nin “Ne tdp takmışlar ne inotrop başlamışlar ne kavid yapmışlar ne curosorf yapmışlar” demesi üzerine Hüseyin G.'nin “Hiçbir şey yapmamışlar ölsün demişler” şeklinde cevap verdiği görüldü. Hemşire Hakan Doğukan T. ile Hasan Basri G. arasında yapılan bir diğer telefon görüşmesinde ise soruşturmada adı geçen hastaneleri denetlemeye gelen görevlilerin hasta dosyalarını incelemek için istemeleri üzerine konuştukları görüldü. Hakan Doğukan T. “Hasan tamam s et ver öyle gitsin acil isteyip duruyorlar ya” demesi üzerine Hasan Basri G.'nin “Doğukan bu böyle giderse bizi öldürürler. Bu çok yanlış” dediği, Hakan Doğukan T.'nin ise “Ya bir şey olmaz ver ver” şeklinde cevap verdiği kayıtlara yansıdı.

"DENETİM GELMİŞ DOSYALARIN KALDIRIN"

Şüpheli Hasan Basri G.'nin denetim yapıldığı gün Z.N.Ç isimli bir kişiyi arayarak “Denetim gelmiş alanı toplayın ne var ne yok hepsini kaldırın dosya mosya hiçbir şey kalmasın” dediği Z.N.Ç. isimli kişinin ise “Tamam da tekim ben biri gelsin yardım etsin. Ne dosyası ne denetimi evrakları mı kaldıralım?” şeklinde cevap verdiği kayıtlara yansıdı.

İTİRAFÇININ İFADESİ ORTAYA ÇIKTI

Savcıyı odasında tehdit eden Mustafa Kemal Z.'nin savcıya ateş etmesi karşılığında 100 bin dolar teklif ettiği Muhammet Emin O.'nun ifadesi de ortaya çıktı. İtirafçı Muhammet Emin O. “Bana sorduğunuz Mustafa Kemal Z.'yi 2021 yılında yaşadığım Siirt'te tanıdım. Mustafa Kemal Z. Siirt'i gezmeye gelmişti. Bana kendisini İçişleri Bakanlığı müsteşarı olarak tanıttı. Benden telefon numaramı istedi, ben kendisine kendi telefon numaramı verdim. Ben de ondan telefon numarasını aldım. Bu esnada sosyal medya sayfasını buldum. Kendisinin bütün bürokratlarla ve iş insanlarıyla çekilmiş fotoğraflar paylaştığını gördüm. Kendisinin müsteşar olduğuna inandım. Daha sonra yanına gittiğimde kimliğimi aldı. Yaklaşık bir hafta sonra kimliğimi ve üzerinde fotoğrafım olan adıma düzenlenmiş Milli İstihbarat Teşkilatı'nı gösterir kimliği verdi. ‘Bundan sonra benim verdiğim talimatları yapacaksın' dedi. Aynı zamanda kimliklerle birlikte tabanca, koruma kıyafeti, yaklaşık 100 adet fişek verdi. Bu eşyaları bana verdikten sonra yaklaşık olarak 1,5 yıl vermiş olduğu talimatlarla değişik işlerde görevlendirdi” dedi.

ÖN YOLCU KOLTUĞUNA ATEŞ EDECEKSİN

Muhammet Emin O. “Bir dönem cezaevine girdim. Uzunca bir süre Mustafa Kemal Z. ile bağlantımı kestim. Bu yılın Eylül ayının başında İstanbul'a akrabalarımı ziyaret etmek için geldim. 6 Eylül günü saat gece 03.00 sıralarında telefonumda bulunan haberleşme uygulaması üzerinden numarası görünmeyen bir kullanıcı beni aradı. Kimsiniz diye sorduğumda ‘beni tanımadın mı ben Z. başkan' dedi. Şahsın Mustafa Kemal Z. isimli şahıs olduğunu anladım. Bana güzel bir teklifinin olduğunu, söyleyeceğini yaptığım taktirde 100 bin dolar vereceğini ve devam eden dosyamın ceza almadan kapatılacağını söyledi. Teklifin ne olduğunu sorduğumda bana ‘ben dürüst konuşmayı severim İstanbul ilinde bulunan bir adliye personeli bizim işlerimize çomak sokuyor ve bu şahsın yaptığı eylemler senin dosyanın akıbetini de etkiliyor' dedi. Ben kendisine ‘peki benim ne yapmam gerekiyor?' diye sorduğumda bana ‘bu şahsın kimlik bilgisini, fotoğrafını, araç plakasını, nerede çalıştığını, işe geliş ve gidiş saatlerini sana söyleyeceğim. Motosiklet kullanan bir şahıs ile birlikte, bir silah göndereceğim. Sen maskeli olarak motosiklet kullanan şahsın arkasına binerek, adliye personelinin kullandığı araca trafik ışıklarında durduğu esnada tekerleklerine ve ön yolcu koltuğuna birer el ateş edeceksin, kimseyi öldürmeyeceksin, amacımız sadece korkutmak' dedi. Ben kendisine bu şahsın kim olduğunu sorduğumda ‘işi kabul etmeden sana kim olduğunu söyleyemem' dedi. Kendisine bu işi kesinlikle kabul etmeyeceğimi ve beni bir daha aramaması gerektiğini söyleyerek telefonu kapattım” şeklinde konuştu.

"ÇIKAN HABERİ GÖRDÜM"

İtirafçı daha sonra Siirt'e geri döndüğünü söyleyerek “Eylül ayı sonunda İstanbul'a gezmek için geldim. Çıkan bir haberi gördüm. O haberde bahsetmiş olduğum Mustafa Kemal Z. isimli şahsın cumhuriyet savcısını tehdit ettiği yönünde bir video gördüm. Hemen bana teklif ettiği konu olduğunu anladım. Bunun üzerine zaman kaybetmeden Jandarma Komutanlığı‘na gelerek bu konuyla ilgili şikayetçi olduğumu bildirmek istedim” dedi.