Yaşam

Bu da oldu. Ölüm tarihinizi şak diye söylüyor. Tüyler ürpertici saat

Hayatımızda büyük bir alana sahip olan teknoloji günden güne gelişmeye ve büyümeye devam ediyor. Gelişen teknoloji, bazen çok yararlı olabilirken bazen de tüyler ürpertici olabiliyor. İşte tam da öyle bir gelişme yaşandı. Ölüm tarihini bilen saat geliştirildi. İşte o korkunç saat...

Abone Ol

Gelişen ve büyüyen teknolojiyle bu defa korkunç bir icat yapıldı. New York merkezli biyoteknoloji şirketi Tally Health, yanak hücrelerindeki DNA değişikliklerini inceleyerek, bir kişinin bir yıl içinde ölüp ölmeyeceğini öngörebilen 'CheekAge' adlı bir epigenetik saat geliştirdi. Bu saat, biyolojik yaşın hesaplanmasına ve hücrelerin ne kadar yaşlandığının tespit edilmesine dayanıyor. 

BİR YIL İÇİNDE... 

Sputnik Türkiye'de yer alan habere göre, CheekAge, tükürük örneklerinden elde edilen yanak hücrelerini analiz ederek, kişinin biyolojik yaşını ve DNA’sındaki değişiklikleri inceliyor. Araştırmalar, DNA'daki epigenetik değişimlerin ölüm oranıyla güçlü bir bağlantısı olduğunu ortaya koydu. Bu saat, bir yıl içinde ölüm riskini öngörmek amacıyla tasarlandı ve ölen bin 513 kişinin verileri üzerinde yapılan analizlerle geliştirildi.

ÖMÜR TAHMİNLERİNDE KULLANILACAK 

Epigenetik saat, bireyin biyolojik yaşını genetik, stres, uyku düzeni, beslenme alışkanlıkları ve sigara kullanımı gibi faktörlere dayanarak değerlendiriyor. Bu nedenle, kişinin gerçek yaşından daha genç veya yaşlı olması mümkün. Uzmanlar, epigenetik saatin gelecekte daha geniş bir kitle üzerinde uygulanarak, ömür tahminlerinde kullanılabileceğini belirtiyor.

UYARICI SAAT 

King’s College London’dan Kök Hücre Bilimleri Profesörü Dusko Ilic, epigenetik saatlerin kesin tahminler yerine risk değerlendirmesi sağladığını vurgulayarak, "CheekAge’in ölüme odaklanmak yerine sağlıklı yaşlanmayı teşvik etmesi daha faydalı olur," dedi. Bath Üniversitesi'nden Epigenetik Profesörü Adele Murrell ise DNA'daki değişikliklerin geri döndürülebilir olduğunu belirtti ve epigenetik saatlerin, insanlara daha sağlıklı bir yaşam sürmeleri gerektiği konusunda uyarıcı olabileceğini söyledi.