Rusya ve Çin’in öncülüğünde hareket eden BRICS ülkeleri, 22-24 Ekim tarihlerinde Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan’ın başkenti Kazan’da bir araya gelecek. Zirveye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılması beklenirken burada 10 üyeli BRICS’in genişlemesi konusu da ele alınacak. Rusya, geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin BRICS üyeliği için başvurduğunu açıklamıştı.
DÜNYA NÜFUSUNUN YÜZDE 40'INI KAPSIYOR
Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ını kapsayan BRICS, otoriter yönetimlerin oluşturduğu ve ticari iş birlikleri ile dikkat çeken bir yapı olarak biliniyor. DW Türkçe’ye konuşan uzmanlara göre, Türkiye’nin BRICS üyeliği hamlesi hem küresel ticaretteki yerini güçlendirmeyi hem de Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerinde BRICS’i stratejik bir araç olarak kullanmayı hedefliyor.
10 ÜYELİ BRICS’E OLAN İLGİ ARTIYOR
Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in isimlerinin baş harflerinden oluşan BRICS, 2009 yılında kuruldu ve 2011’de Güney Afrika, daha sonraki yıllarda ise Mısır, Etiyopya, İran, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan bu gruba katıldı. Günümüzde 10 resmi üyesi bulunan BRICS’e Türkiye, Azerbaycan ve Tayland gibi ülkeler de katılmak istiyor. Yaklaşık 3.2 milyarlık nüfusuyla dünya nüfusunun yüzde 40’ını temsil eden BRICS ülkeleri, küresel ticaret hacminin yüzde 20’sini oluşturuyor. BRICS üyelerinin yıllık 3.8 trilyon dolarlık ithalatının yaklaşık 2.6 trilyon dolarlık kısmı Çin’e ait. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, 2023 yılında Türkiye’nin BRICS ülkelerine ihracatının 17.5 milyar dolar olduğunu belirterek, “Türkiye’nin ekonomik kapasitesi yüksek bir gruba dâhil olması, karşılıklı yatırımların ve ticaretin hızlanmasına zemin hazırlayacaktır” dedi.
“BRICS, AB’NİN ALTERNATİFİ DEĞİL”
Türkiye’nin AB üyelik sürecinde yalnızca ekonomik değil, siyasi ve hukuki faktörlerin de etkili olduğunu vurgulayan Gültepe, bu nedenlerle sürecin kısa vadede tamamlanmasının beklenmediğini belirtiyor. Türkiye’nin BRICS’e katılımının AB sürecine doğrudan bir zarar vermeyeceğini ifade eden Gültepe, “Türkiye, BRICS’e AB’nin alternatifi olarak yaklaşmıyor. BRICS, Türkiye için ticaret ve yatırım ilişkilerini çeşitlendirmek ve küresel ekonomik alanda yeni fırsatlar yaratmak anlamına geliyor” değerlendirmesinde bulundu.
İHRACATÇILAR İÇİN YENİ FIRSATLAR
Son dönemde maliyet artışları ve düşük döviz kuru gibi sebeplerle zorluk yaşayan ihracatçıların, AB ülkeleri dışındaki pazarlarda da güçlenmek zorunda olduğuna dikkat çeken Gültepe, “Bu süreçte avantajımıza olabilecek ticari faktörlerin iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Geçen yıl yaklaşık 18 bin firmamız BRICS ülkelerine ihracat yaptı ve bu sayının her yıl arttığını görüyoruz. Özellikle BRICS’in en büyük ekonomik gücü olan Çin’de büyüyen orta sınıfın talepleri, ihracatçılarımız için bir fırsat sunuyor. Çin’e olan ihracatımızın artmasını bekliyoruz” dedi.
30 ÜLKENİN TEMSİLCİLERİ ZİRVEDE
Türkiye’nin BRICS üyeliği konusundaki kritik aşamalardan biri, 22 Ekim’de başlayacak 16’ncı BRICS Zirvesi’nde alınacak kararlar olacak. Zirveye, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva ve Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa’nın yanısıra, Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid el-Nahyan, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah el-Sisi, Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman gibi 30 ülkenin temsilcilerinin katılması bekleniyor.
“TİCARİ ANLAMDA ZARARIMIZA OLABİLİR”
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu’na göre, BRICS üyeliği Türkiye için beklenilen avantajları sağlamayabilir. Zeytinoğlu, BRICS ülkeleri arasında AB’deki Gümrük Birliği benzeri bir ortaklığın olmamasına dikkat çekerek, “Türkiye, dış ticaretinin büyük bölümünü AB ülkeleriyle yapıyor ve küresel düzende yeni alanlar arıyor. Özellikle Çin’e karşı dikkatli olmak gerekiyor. Gümrük Birliği anlaşmasına rağmen, Çin rekabeti Türkiye’nin AB ile olan ticari ilişkilerini zorlayabiliyor” dedi. Türkiye’nin yeni pazarlara açılmak için BRICS’te yer almak istediğini belirten Zeytinoğlu, “Bu platformda yer almak önemli, ancak ticari anlamda avantajımıza olup olmayacağından emin değilim. İhracatta rekabet kapasitemizi bu grupta kaybedebiliriz. Çin, Türkiye’nin en çok ticari açık verdiği ülkelerden biri” diye konuştu.
“TÜRKİYE DOĞU-BATI DENGESİNİ İYİ KURMALI”
Türkiye’nin BRICS sürecinin uzun bir geçmişe dayandığını belirten Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, “Türkiye uzun yıllardır gözlemci olarak BRICS toplantılarına katılıyor. BRICS üyeliği tartışmalarının şu anda daha çok siyasetin bir alanı olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Türkiye-AB ilişkilerinin son dönemde canlandığını ve vize ile göçmen sorunları gibi konularda ortak görüşlerin arttığını söyleyen Olpak, “BRICS üyeliğini, hareketlenmiş gözüken AB ilişkilerinde yeni bir koz olarak değerlendirebiliriz. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusundaki taleplerimize rağmen, AB’den henüz bir adım gelmedi. Bu noktada Türkiye’nin doğu ile batı arasındaki dengeyi koruyarak ticari ilişkilerini yönetebileceğine inanıyorum” dedi.
ERDOĞAN-PUTİN GÖRÜŞMESİ KRİTİK
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, BRICS zirvesinde diğer liderlerle birebir görüşmeler gerçekleştirecek. Erdoğan, 23 Ekim’de ise Rusya Devlet Başkanı Putin ile özel bir görüşme yapacak. Zirvede, Türkiye’nin BRICS üyeliği için yaptığı başvurunun ele alınması bekleniyor. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, zirvenin BRICS’in genişlemesi ve uluslararası sorunların görüşülmesi açısından önem taşıdığını belirtti. Türkiye’nin BRICS’e katılım için resmi başvuru yaptığını ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncelikle “BRICS Plus” sosyal yardım etkinliklerine katılacağını ifade eden Ryabkov, BRICS’e katılım için tüm üye ülkelerin oy birliğiyle karar alması gerektiğini vurguladı.