Ordu'daki olay, Aybastı ilçesi Perşembe Yaylası’nda bulunan bir ızgara salonunda dün akşam saatlerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Ünye ilçesinde Cumhuriyet savcısı olan Mücahit Şamil Koca, ailesiyle birlikte yemek yemek için restorana gitti. İş yerinin yoğun olmasından dolayı garsonlar boş masa olmadığını '15-20' dakika içerisinde yer olabileceğini söyledi. Bu esnada Savcı Mücahit Şamil Koca, ailesi ile birlikte çevreyi dolaşarak, bir süre sonra yine aynı iş yerine geldi. İçeride boş masa olduğunu ancak garsonların 'rezerve' demesi üzerine, iddiaya göre garsonlar ve savcı arasında tartışma çıktı.
9 AYLIK BEBEK OLAYDA YARALANDI
Çıkan tartışma sonrası yaşanan arbedede savcı Mücahit Şamil Koca, ailesiyle birlikte dışarıya çıkartıldı. Savcı Mücahit Şamil Koca’nın 9 aylık oğlu yere düştü ve yaralandı. İş yeri sahiplerinin ve garsonların dahil olduğu olayda ihbar üzerine olay yerine jandarma ekipleri sevk edildi. Olay sonrası iş yeri sahiplerinin de aralarında bulunduğu toplamda 15 kişi gözaltına alındı. 12 kişi adliyeye çıkartılmadan serbest bırakıldı.
Olayla ilgili adli mercilere sevk edilen 3 kişiden Erkan G. tutuklandı, Abdüssamed A. hakkında konutu terk etmeme adli kontrol kararı verildi, Ercan G. ise ifadesinin ardından Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından serbest bırakıldı.
SAVCI KOCA'DAN SALDIRIYLA İLGİLİ AÇIKLAMA
Demirören Haber Ajansı muhabirinin ulaştığı Savcı Mücahit Şamil Koca olay anını anlattı. Savcı Koca şunları söyledi: "Tavsiye üzerine dün (önceki) akşam 20.40'ta Güleç restorana gittim. Dönüş için zamanımız kısıtlı olduğundan siparişimizin çıkmasının kaç dakika süreceğini sordum. Bir çalışan 20 dakika dedi. İlerledik, üst kata çıkalım dedik. Bu esnada çalışanların tavırları agresifti, belki de yorgunlardır bilmiyorum ancak asla isimleri gibi 'güleç' değillerdi. 'Üst katta temizlik var' dediler 'alt katta şu masaya oturun' diye yer gösterdiler. Yine tamam dedim oraya doğru ilerledim. Arkadan bir kasiyer '30 dakika sürer' dedi. Bir yandan dürüstlük yapıyor bir yandan da hazırlanma dakikası 20'den 30'a çıkınca, ben de 30'a da 40'a da 50'ye de çıkar diye düşündüm, daha sonrasında buradan vazgeçip dışarıya çıktık ancak tavsiye üzerine geldiğim için mekanın da kalabalık olmasıyla 'Demek ki en güzeli burası' diye düşünerek buraya tekrar girmek istedim. Daha önce dedikleri masaya hiçbir şey söylemeden oturmaya yeltendik. Tam oturacağız, bir çalışan geldi, 'Sipariş verecek misiniz?' diye sordu. Siparişin süresinin 1 saat süreceğini söyledi. Ben de 'Dalga mı geçiyorsunuz 2 dakika önce çıktım 20 dakika, 30 dakika diyordunuz' dedim. O ana kadar savcı olduğuma dair hiçbir şey söylemedim. Olay beni de sinirlendirdi. 'Buranın sahibi kim?' diye sordum. Mekan sahibine 'Ben Ünye savcısıyım, beni Aybastı karakolundan tavsiye ettikleri için buraya geldim. Dalga mı geçiyorsunuz?' dedim. O esnada iş yeri sahibi 'Sen savcıysan ben de bilmem neyim', niye savcı olduğunu söylüyorsun ki gibisinden cümleler sarf etti. Ortam gerildi üzerime de yürümeye başlayınca ben olay büyümesin diye dışarıya çıktım.
'HAKARET YA DA KÜFÜR ETMEDİM, 9.5 AYLIK BEBEĞİM DARBE ALDI'
Yayılan videoda da gözüküyor. Dışarıya çıkınca orada önlüklü beyefendi vardı, ona sitem ettim, 20-30 saniye konuştuk. Daha sonra o da üzerime yürümeye başladı. Zaten benim tavırlarımdan belli bir şeyler anlatmaya çalışır şekilde el kol hareketi yapıyorum. Hiçbir şekilde hakaret etmedim. Kasadakilere dedim sadece savcıyım diye. Dışarıdaki adama savcıyım da demedim. O da üzerime yürümeye başladı. Sonra arbede çıktı ve nereden geldiğini dahi görmediğim bir şekilde sağdan kulağıma yumruk yedim. Arkaya doğru sendeledim. Bu sefer de kayınvalidem ve 9.5 aylık çocuğum, 1,5 metreden yere düştü. Bu zamana kadar fotoğrafını WhatsApp durumunda bile yayınlamadığım çocuğumun fotoğrafını şimdi maalesef mağduriyetimin giderilmesi adına her yere yaymak zorunda kaldım. Elimi kaldırdım ne yapıyorsunuz diye, hemen jandarmayı aradım. 'Bizi darp ediyorlar' dedim. O esnada 20 dakikaya yakın başka bir dükkanda da mahsur kaldım. '9 aylık bebeğe bunu yapmaya utanmıyor musunuz?' diye söylendim. 
'JANDARMAYA TALİMAT VERMEDİM'
Jandarma olay yerine gelince yanlarına gittim. 'Bakın' dedim bana saldıranlara, 'Savunmasızken vurabiliyorsunuz, hadi şimdi de yapın. Allah'ınız yok mu çocuğa vuruyorsunuz?' dedim. 'Herkesin içinde ağzıma s...' dedim. İnsanların içinde o gerginlikte bunu yanlış anladılar bize küfür ediyorsun dediler. Kimseye küfür etmedim bunu sinirli bir şekilde söyledim ancak küfür etmedim. Kimseye hakaret de etmedim. Kolluk kuvvetine talimat da vermedim. Sadece burada mağdur olduğum için nöbetçi savcının dediklerini yapın, beni buradan sağ salim uzaklaştırın dedim başka herhangi bir talimatta da bulunmadım.
'OLAYIN ÇARPITILACAĞINI BİLİYORDUM AMA BU KADAR BEKLEMİYORDUM'
Olayın ardından videolar ortaya çıkınca kendi kendime 'Bu olay çarpıtılır' diye düşündüm ve öyle de oldu. Basında 'Sipariş geç kaldı diye 15 kişiyi gözaltına aldı', ya da 'Yer bulamadığı için 15 kişiyi gözaltına aldı' gibi yalan haberler çıktı. Sadece güvendiğim insanlara olayın fotoğraf ve videolarını atıp olay bu şekilde oldu diye açıklama yaptım. Herhangi bir şekilde bu söylenenlerle alakalı bir durum gelişmedi. Böyle bir linç bekliyordum ama bu kadar olacağını beklemiyorum. Şok halindeyim. Telefondan başımı kaldıramıyorum. Bilgisayarımı dahi açamadım. 400-500 tane mesaj geldi, 300 tane arama var, belki de hiçbirisine dönemiyorum. Kimseyi tehdit ya da hakaret etmedim. Sadece sinirle masalarına vurarak kızgın bir şekilde 'yazıklar olsun' minvalinde söylemlerde bulundum. 'Demin masumlara savunmasızlara vurmak kolaydı hadi şimdi vurun' şeklinde serzenişte bulundum."