Gökay Usanmaz / ÖZEL HABER

Galatasaray ve Türkiye Milli Takımı'nın eski teknik direktörlerinden Fatih Terim, banka müdürü Seçil Erzan'ın ismiyle anılan ve İstanbul'da görülen 'yüksek kârlı fon vaadiyle dolandırıcılık’ davası kapsamında verdiği 6 sayfalık ifadesinde davayla ilgili herkesi yaylım ateşine tuttu. Terim’in baş sorumlu tuttuğu kişi Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş olurken, Seçil Erzan’ı kendisinin haberi olmadan çevresinden para almakla,  Denizbank’ı ise kendisini reklam malzemesi yapmaktan sorumlu tuttu.

“BENİM MAAŞIM MECLİS’E KONU OLDU, BU KADAR AÇIĞIM”

Yıllarıdır kamuoyu önünde yaşadığını belirten Terim, “Ben son 50 yıldır herkesin gözü önünde yaşıyorum. Benim evim, yazlığım, ailem, işim, hayatım, kazandığım para aldığım prim, her şey göz önünde. Her şeyimi kamuoyuna açık yaşıyorum. Bir defa dahi, ben ve ailem, gizli saklı bir şey yaşamışlığımız yok. Hatta zaman zaman, aldığım maaş, tartışmaları da beraberinde getirdi. Benim maaşım maalesef Meclis’e dahi konu oldu. Ben, bu kadar açık yaşıyorum. Hayatımda, hakkım olmayan benim olmayan hiçbir şeye tenezzül etmedim. Kimseden bir şey istemedim. Hayatımda işim ve emeğim dışında, para kazanmaya da çalışmadım. Benim, Türkiye’de çalıştığım kurumlardan, çalışmadığım döneme ait bir kazancım varsa, bunları dahi hayır kurumlarına bağışladığımı tüm Türkiye biliyor” dedi.

DENİZBANK’I KURTARMA HESABINI ANLIYORUM

Terim,  olayda mağdur insanların suçlu gibi gösterilmeye çalışıldığını belirterek, “Bu işin üstünün kapatılmaya çalışıldığını, bu olayda mağdur olan insanların kamuoyuna suçlu gibi gösterilmeye çalışıldığını ve Denizbank’ı olaydan ayırmanın hesabının yapıldığını anlıyorum. Çünkü bizim o genel müdürlük binasına gitme sebebimiz ile orada karşımıza çıkartılan tabloya baktığımda, bunun taammüden daha sonra kullanılmak üzere, ortaya konulan bir mizansen olduğunu anlıyorum. Bu senaryoyu, verilemeyecek hesapları olan insanların yapacağı bir davranış olarak görüyorum” dedi.

İLK OLARAK ATEŞ’İ SUÇLADI

Olayı eşinden duyduğunu belirten Terim şöyle devam etti: “7 Nisan 2023’da Emre Belözoğlu ile Arda Turan bu konuda eşimle temasa geçene kadar olaydan haberim olmadı. Emre ile Arda’nın benimle temasa geçmelerinin sebebi, benim banka genel müdürü Hakan Ateş’e olan yakınlığımdır. Yaşananları anlattılar. Ben de bunun üzerine Hakan Ateş’i aradım, randevu istedim. Hakan önce beni Zorlu’daki evine davet etti. Sonra ‘Hocam siz gelirseniz sizi tanırlar, Ben sizin eve geleyim’ dedi. Ben de Arda ve Emre’nin bizim evde olduğunu söyledim ve ‘Beklerim’ dedim. Bu konuşmadan sonra, Hakan’dan uzun bir süre ses çıkmadı. Tekrar aradım. Hakan, ‘Mümkünse yarın saat 10.00’da genel müdürlüğe gelin, orada görüşelim’ dedi. Şu an Hakan’dan ses çıkmayan süreçte arka planda ne organizasyonlar yapıldığını daha iyi anlıyorum.”

VERİLEMEYECEK HESABI OLANLARIN DAVRANIŞI

“Bu işin üstünün kapatılmaya çalışıldığını, bu olayda mağdur olan insanların kamuoyuna suçlu gibi gösterilmeye çalışıldığını ve Denizbank’ı olaydan ayırmanın hesabının yapıldığını anlıyorum. Çünkü bizim o genel müdürlük binasına gitme sebebimiz ile orada karşımıza çıkartılan tabloya baktığımda, bunun taammüden daha sonra kullanılmak üzere, ortaya konulan bir mizansen olduğunu anlıyorum. Bu senaryoyu, verilemeyecek hesapları olan insanların yapacağı bir davranış olarak görüyorum.” Şeklinde konuştu.

İKİNCİ HEDEF ERZAN VE SAĞIR OLDU

Terim, 6 sayfalık ifadesinde ikinci olarak banka müdürü Seçil Erzan ile portföf yöneticisi Rüya Sağır’ı hedef gösterdi:

 “Seçil Erzan benim yıllarca Denizbank’ın yüzü olarak tanıdığım, Hakan’ın ve Sermin Hanım’ın bana gösterdikleri ihtimamla tayin ettiklerini düşündüğüm, yıllarca en ufak bir saygısızlığını görmediğim, yıllarca güvendiğim ve paramı emanet ettiğim kişidir.  Seçil Hanım’ın bana yazdığı saklama hesabına yattığını söylediği paralar, böyle bir hesaba yatmamış. Bana hiçbir zaman özel olarak bir fona para yatırılacağı, bu fondan yüksek getiri elde edileceği, Hakan Ateş veya Mehmet Aydoğdu adına bir fon olduğu veya benim adımla bir fon kurulacağı gibi sözler söylemedi. Haberim olmadan, etrafımdaki birçok kişiden para istemiş bazılarından da paralar almış. 

Fatih Terim, Seçil Erzan davasında ilk kez ifade verdi! Fatih Terim, Seçil Erzan davasında ilk kez ifade verdi!

TERİM: “PİŞMANLIKLARINI KABUL ETMİYORUM”

“Denizbank’tan çektiğim tutarlar arasında ciddi bir eksiklik olduğunu tespit ettik. Bir saklama hesabım olmalı ve orada 3 milyon dolar civarında para bulunmalı. Ama banka bana böyle bir paranın olmadığını söyledi. Ben bir bankaya güvendim ve bir banka müdürüne güvendim, biri paramı diğeri de itibarımı kullandı, kullanmaya devam ediyor.  Bu iki kişinin ‘Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmalarına rızam’ yoktur” diyerek Seçil Erzan ve Rüya Sağır’dan şikâyetçi olduğunu belirtti.

GERÇEK SAVCI HÂKİMLERE İFADE VERİYORUM

Soruşturma esnasında banka tarafından karalama kampanyasına maruz bırakıldığını belirten Terim “Bu olay yaşandıktan sonra, çağırılmadan kendim gidip adliyede savcılığa ifademi vermiştim. Konuşmam gereken zamanda da bugün geldim mahkemeye konuşuyorum. Soruları, bugün gerçek hâkim ve gerçek savcı huzurunda cevaplıyorum.  Özellikle de benim adım kullanılarak, bu olayın ve Denizbank’ın üzerine bir set çekilme gayreti olduğu zaten tüm kamuoyunun da malumudur. Şunun da merakı içindeyim. Benim tüm mesajlarım, hatta banka kredilerim, hesaplarım, TC numaram, telefon numaram, ailemin ev adresi birilerine servis ediliyor. Birileri de benden izin almadan bunları vicdansızca kullanıyor. Banka yöneticilerinin mesajları ise deşifre edilmiyor. Reklam verenlerin hedef saptırma stratejileri, 1.5 senedir kendilerini bu davanın hakimi ve savcısı olarak gören reklam alanların dedikodu değerini aşmayacak yorumlarına malzeme oluyor '' diyerek Denizbank’ı suçladı.