PIRIL CENNET / ÖZEL HABER
Türkiye bugün İsrail’in yargılandığı soykırım davasına resmî olarak müdahil oluyor. Hollanda’nın Lahey şehrindeki Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) yapılacak başvuru için dosyalar yerel saatler 15:30’da Türkiye saati ile 16:30’da mahkeme heyetine sunulacak.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 5 Ağustos’ta gerçekleştirdiği Mısır ziyaretinde mevkidaşı Bedr Abdulati ile düzenlediği basın toplantısında Türkiye’nin müdahillik kararını teyit etmişti. Öte yandan dünya gündemine aylardır damgasını vuran bu davaya dair akıllarda birçok soru işareti oluştu: Ankara’nın müdahilliğinin dayanağı nedir? Hukuki süreç nasıl ilerleyecek? Müdahillik mekanizması başka davalarda uygulandı mı? Dava sürecinin ne zaman sonuçlanması bekleniyor?  Avukat Cem Murat Sofuoğlu, tüm bu soruların yanıtlarını EKOL Haber’den Pırıl Cennet’e anlattı. Sofuoğlu sürece dair özetle şunları söyledi:

MÜDAHALE DİLEKÇESİ GÜNEY AFRİKA VE İSRAİL’E İLETİLECEK

“Türkiye, Uluslararası Soykırım Sözleşmesi (USK) ile Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne taraf olması dolayısıyla USK'nin İsrail tarafından ihlal edildiği gerekçesiyle, Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından açılmış bulunan davaya müdahil oluyor. Mahkeme müdahale dilekçesini hem Güney Afrika Cumhuriyeti’ne hem de İsrail'e iletecek ve görüşlerini alacak. Ondan sonra da müdahale ile ilgili karar verecek. Yukarıda belirtilen sözleşmelere taraf olan her ülke bu davaya müdahil olabilir.

TÜRKİYE İLK DEFA BÖYLE BİR DAVAYA MÜDAHİL OLUYOR

"Müdahillik mekanizması bugüne kadar başka davalarda da uygulandı. Türkiye ilk defa benzer bir uluslararası davaya müdahil olmaktadır. Bu sevindirici bir gelişme çünkü Türk Dış Politikası genelde benzer davalara karışmama üzerine kuruludur. Cumhuriyet tarihimizde ilk defa Nabolant Davası dışında Uluslararası bir davaya dahil oluyoruz.

KARARIN YAPTIRIM GÜCÜ YOK

"Uluslararası Adalet Divanı’nın alacağı karar tüm tarafları bağlayıcı olacaktır fakat bu kararın yaptırım gücü ne yazık ki bulunmamaktadır.  Bu vesileyle temennim Türkiye Cumhuriyeti’nin Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne de üye olmasıdır."

NE OLMUŞTU?

Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık 2023'te, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'nda dava açmıştı.

Güney Afrika, Gazze'deki durumun aciliyet teşkil etmesi nedeniyle UAD'den ihtiyati tedbirlere hükmetmesini istemiş ve tedbir talebine ilişkin duruşmalar, 11-12 Ocak'ta Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılmıştı.

Divan, 26 Ocak'ta tedbir kararlarını açıklamıştı.

Buna göre İsrail'in, Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesinde tanımlanan fiillerin işlenmemesi için elinden gelen tüm önlemleri almasına, İsrail ordusunun Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesindeki fiilleri işlemesini engelleyecek önlemleri ivedilikle almasına, Gazze'deki Filistinlilere yönelik soykırım çağrısı yapanları önlemek, engellemek ve cezalandırmak için gereken tüm adımları atmasına, Gazze'deki Filistinlilerin karşılaştığı olumsuz yaşam koşullarını ortadan kaldırmak için ihtiyaç duyulan temel hizmetlere ve insani yardımın sağlanmasını mümkün kılan acil ve etkili önlemleri almasına, Gazze'deki Filistinlilere karşı Soykırım Sözleşmesi'nin ihlalini gösteren delillerin yok edilmesini önlemek ve korunmasını sağlamak için etkili tedbirler almasına, kararın yürürlüğe girmesinden itibaren 1 ayda alınan tüm tedbirler hakkında Mahkemeye bir rapor sunmasına hükmedilmişti.

Divan, Güney Afrika'nın 6 Mart'ta yaptığı ek tedbir talebi üzerine 28 Mart'ta açıkladığı ek tedbir kararında, İsrail'den Gazze'ye acilen ihtiyaç duyulan insani yardımların ulaştırılmasını sağlamasını, Filistinlilerin haklarını ihlal etmemesi gerektiğini ve ek tedbirlere ilişkin aldığı önlemleri 1 ay içinde Mahkemeye bir rapor sunmasına karar vermişti.

Divan 24 Mayıs'taki kararında, Refah’ta sıkışan Filistinlilerin karşı karşıya kaldığı insani felaket tehlikesi nedeniyle daha önce hükmettiği tedbirlerin yeterli olmadığını belirterek, İsrail’in Refah kentine yönelik askeri saldırılarını derhal durdurmasına, Gazze'de acilen ihtiyaç duyulan hizmetlerin ve insani yardımın engelsiz bir şekilde sağlanabilmesi için Refah Sınır Kapısı'nı açık tutmasına, BM yetkili organları tarafından soykırım iddialarını araştırmak üzere görevlendirilenlerin, Gazze Şeridi'ne engelsiz erişimini sağlamak üzere etkili tedbirler almasını ve alınacak tüm tedbirlere ilişkin bir ay içinde Mahkeme'ye bir rapor sunmasına hükmetmişti.