Dünya Sağlık Örgütü, Afrika bölgesi için maymun çiçeği virüsü nedeniyle küresel acil durum ilan etti. Peki, bu virüs nedir ve nasıl bulaşır? Çocuklarımıza uygulanan çiçek aşısı ile bir bağlantısı var mı? Maymun çiçeği virüsü bu aşıyı etkiler mi? Küresel acil durum ne anlama geliyor ve bu durum pandemi riskini artırır mı? Koronavirüs korkusu hâlâ yerini korurken, tüm bu soruları Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Ekol TV'de Oylum Talu ile Hafta Sonu programında detaylı olarak açıkladı.

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Ekol TV'de Oylum Talu'ya maymun çiçeği virüsü hakkında detaylı açıklamalarda bulundu. Ceyhan, maymun çiçeği virüsünün su çiçeği ile ilgisi olmadığını, çiçek hastalığı ile bağlantılı olduğunu belirtti. Çiçek hastalığının 1887'de bulunan aşı ile ortadan kaldırıldığını ve 1980'den itibaren aşılamanın durdurulduğunu anlattı. Bu durumun, maymun çiçeği virüsünün yayılmasına zemin hazırladığını vurguladı.

MAYMUN ÇİÇEĞİ VİRÜSÜ İNSANA NASIL BULAŞIYOR?

Maymun çiçeği virüsünün, adını maymunlardan aldığı ancak asıl olarak kemirgenlerden bulaşan zoonotik bir hastalık olduğunu belirten Ceyhan, virüsün ilk olarak 1958'de Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde görüldüğünü söyledi. 2022'de Avrupa ve Amerika'ya yayılan virüsün, iki tipi olduğunu, birinin daha ağır ve öldürücü olduğunu ifade etti. 2023’te tip 1'in yeniden yayılmaya başladığını ve dünya genelinde 90 binden fazla vaka ile bin civarında ölüm görüldüğünü aktardı. 

Ceyhan, bu virüsün pandemik bir durum oluşturduğunu belirterek, pandeminin tanımının kıtalar arası salgın olduğunu ve maymun çiçeği virüsünün de bu tanıma uyduğunu söyledi. Ayrıca, dünyada şu anda devam eden diğer pandemilere de dikkat çekti, örneğin, dang humması ve zika hastalığı gibi sivrisineklerden yayılan hastalıklar.

"SAĞLIK BAKANLIĞI'NIN 'TÜRKİYE'DE VÂKA TESPİT EDİLMEDİ' AÇIKLAMASI 'TÜRKİYE'DE VAKA YOK' ANLAMINA GELMİYOR"

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Türkiye'de maymun çiçeği virüsüyle ilgili durumun yanlış anlaşıldığını belirtti. Sağlık Bakanlığı'nın "Türkiye'de vaka tespit edilmedi" açıklamasının, "Türkiye'de vaka yok" anlamına gelmediğini vurguladı. Ceyhan, Türkiye'de pasif bir sürveyans uygulandığını, yani vatandaşların hekimlere başvurması ve testlerin yapılması üzerine vaka tespiti yapıldığını ifade etti. Türkiye'de vaka bulunmaması için hiçbir neden olmadığını, ülkenin diğer ülkelerle benzer önlemler aldığını ve Afrika ile ilişkilerin geçmişe oranla daha yoğun olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Oylum Talu'nun sorusu üzerine maymun çiçeği virüsünün belirtileri ve tespiti hakkında şunları açıkladı:

Maymun çiçeği virüsünün kuluçka süresi 5 ile 21 gün arasında değişebilir, genellikle 1-2 hafta sürer. Kuluçka döneminin sonunda ilk belirtiler ateşle başlar. Bu belirtiler arasında baş ve boyun ağrıları, sırt ağrıları, genel vücut ağrıları ve kırıklık bulunur. Bu belirtiler birçok hastalıkla karışabilir; grip ve soğuk algınlığı gibi. 

MAYMUN ÇİÇEĞİ NASIL BELİRTİ VERİYOR?

Ateşin ardından tipik döküntüler ortaya çıkar. Döküntüler genellikle deride kabarık, içi sıvı dolu, kaşıntılı olup çevresinde kızarıklık bulunmaz. Çiçek hastalığını görmüş insan sayısı çok azaldığı için bu döküntüler bazen diğer hastalıklarla karışabilir. 

Doğru tanı için, döküntülerden alınan sıvının incelenmesi gereklidir. Kan testleri bu hastalıkta güvenilir sonuç vermez çünkü geçmişte yapılan çiçek aşıları nedeniyle antikorlar hatalı pozitif sonuçlara neden olabilir. Tanı koymak için, veziküllerden alınan sıvı ile yapılan kültür ve PCR testleri kullanılır. 

Prof. Dr. Ceyhan, doktorların maymun çiçeği hakkında bilgi sahibi olmalarının ve bu hastalığı tanıyabilecek eğitim almasının önemine dikkat çekti. Ayrıca, bu tür salgın hastalıklarda bir algoritma oluşturulması ve sağlık personeline gerekli eğitimlerin verilmesi gerektiğini belirtti.

MAYMUN ÇİÇEĞİ VİRÜSÜNDEN NASIL KORUNACAĞIZ?

Oylum Talu'nun "Bu hastalıktan nasıl korunabiliriz? Bireysel olarak ne yapmamız gerekiyor?" sorusuna Prof. Dr. Mehmet Ceyhan şu yanıtı verdi:

"Bir defa öncelikle şunu söyleyelim. Önlem alın dediğimiz zaman halkın hemen bir aklına pandemi geldiği için çok korkuyorlar. Önlemler öyle pandemideki gibi büyük çapta ya da çok çeşitli değil. Yani ne okullar kapanacak, ne işyerleri kapanacak, ne maske takacağız bunların hiçbirinin faydası yok." 

"Çünkü temasla bulaşan bir hastalıktır. Sonun yoluyla bulaşmıyor. O yüzden de bütün alacağımız tedbirler temasa yönelik olacak. Herkesten bulaşabilir mi? Hayır. Bir epidemiyolojik bağlantı lazım. Yani sizin temasından korkacağınız kişi Afrika'ya gitmiş gelmiş ya da Afrika'da oradan buraya gelmiş gibi Afrika'yla bir bağlantı olması lazım. Çünkü vakaların yüzde 70'i Afrika'da sadece yüzde 30'u diğer bütün bu ülkelerde. O yüzden herkese değil ama mutlaka diyelim ki el sıkmak zorunda kaldık. O zaman yanımızda bu alkollü el dezenfektanı taşıma adetini yeniden edinmeliyiz." 

"Mesafe bırakmak, teması önleyecek kadar mesafe bırakmak gerekti. Yani öbüründeki bir iki metre uzak durun falan diye bir şey gerekli değil. Temas etmeyeceksiniz. Yani atlayamaz virüs böyle ya da solunum yolundaki gibi yayılamaz havadan. O yüzden buna dikkat etmek lazım." 

"Tabii halkın yapamayacağı fakat devletlerin yapması gereken şeyler var. Bunların en önemlisi de aşı temin etmek. Şimdi hala kullanılan iki tane aşı var. Bunlar işte o çiçek döneminde kullandığımız aşılar aslında. Ve şu anda kullanılan aşı virüsünün adı da Ankara virüsü. virüsü. Şimdi adının Ankara olmasının nedeni de ilk defa o zamanki adıyla Refik Sağ Merkezi laboratuvarlarında geliştirildi o virüs. Dünya onu aldı kullandı. Fakat çiçek hastalığı ortadan kaldırılınca daha sonra aşılama da bitti." 

“ABD SÖZLEŞMEYE UYMADI, SAKLADIĞI VİRÜSLERLE AŞI GELİŞTİRDİ VE DÜNYAYA SATIYOR”
 

Ceyhan şöyle devam etti: "Birinin kötü niyetle buradan biyolojik silah üretmesinden korkulduğu için, Dünya Sağlık Örgütü tüm devletlerden laboratuvarlarda çiçek virüsü bulundurmayı yasaklayan bir anlaşma imzalattı. 1990'da, ilk Körfez Krizi sırasında Saddam'ın elinde biyolojik silah olarak çiçek virüsü bulunduğu iddiası ortaya atıldı ve bu konuda bir komisyon kuruldu. Ben de bu komisyonda yer aldım o dönemde. Biz sözleşmeye uymuşuz. Bütün virüsleri imha etmişiz. Fakat anlaşıldı ki Amerika Birleşik Devletleri sözleşmeye uymamış. O sakladığı virüslerden hemen aşı geliştirdi. Çünkü aşı geliştirmek çok kolay çiçeğe karşı. Ve şimdi bütün dünya satıyor. Şu anda Avrupa'da, Asya'da herkes Amerika Birleşik Devletleri'nden bu aşıları alıp stoklama peşinde. Türkiye'nin en azından risk gruplarına yani Afrika bağlantılı gruplara uygulaması ve bu aşıyı yapması lazım. "


"Bir de şu çok soruluyor. Ben işte 40 sene önce çiçek aşısı olmuşum çocukken beni korur mu diye. Tam korumuyor o eskiden olunan aşı. hastalığın daha hafif seyrettiği görüldü. Yani bir kısmi korunma söz konusu. Mutlaka eğer riskiniz varsa yeniden aşılanmanız lazım."