Ekol TV'de ekrana gelen Kontrol Noktası programında, Türkiye'nin önemli siyasi gelişmeleri ele alındı. Pınar Işık Ardor sordu,  Ceza Hukukçusu Prof. Dr. Hasan Sınar, İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Yalçın Yılmaz ve Gazeteciler Necdet Saraç ve Gaffar Yakınca yanıtladı.

MEZUNİYET TÖRENİNDEKİ SLOGAN TARTIŞMASI

Gaffar Yakınca: Metropol Araştırma'ya göre toplumun yüzde 84'ü Mustafa Kemal Atatürk'e saygı ve sevgi besliyor. Bu gayet normal. Mezuniyet törenindeki slogan serbest zaman içerisinde atılmış.

Necdet Saraç: Bu yemin etme bir ritüel. Bunu zaten yapıyorlarmış. Birinci olan kişi ant içtiriyor.

Gaffar Yakınca: Bu zorunlu bir gelenek değildir. Her zaman yapılmamış ama gelenek diyebiliriz. Belirli insanların bundan rahatsız olmasını anlayışla karşılarım. Ama bunun darbe mesajı olduğunu düşünmüyorum. Bu gençler neden böyle slogan atmışlar? İstihbarat aktarayım. FETÖ'ye karşı mesaj veriyorlar. Çünkü basında veya başka mecralarda "Ordu cemaatlerin, tarikâtların elinde" diye haber yapıyorlardı. Buna karşı atılmış bir slogan bu.

"DEĞERLENDİRMELER GERÇEK DIŞIDIR"

Prof. Dr. Hasan Sınar: Öncelikle birinci olan kadınları tebrik etmek gerekir. Kız çocuklarının okutulması konusunda bile sorun olduğu bir yerde eğitimlerini bu şekilde tamamlamaları büyük başarı. Fakat ne kadar yükselecekler? General olabilecekler mi? Hakim ve savcılara eşit dağılım yaparlar ama Yargıtay'a baktığınızda kadın sayısı azdır. Medyaya bakarsınız, çalışanlar kadındır ama yöneticiler erkektir.

Törendeki bu olayın darbe mesajı olarak değerlendirilmesi de gerçek dışıdır.

"ORDU-SİYASET İLİŞKİSİ MİNİMALİZE EDİLMELİ"

Doç. Dr. Mehmet Yalçın Yılmaz: Objektif olarak baktığınızda bu görüntüler Türk toplumunu rahatsız etmez. Bu çocuklarla gurur duyurlar. Kız çocuklarımızın birinci olması da gurur verici. Teğmenlerimizi herhangi bir grubun içerisinde değerlendirmek çok yanlıştır. Ordu-siyaset ilişkisini artık minimalize etmek gerekir.

Necdet Saraç: Tartışmayı köpürten AK Parti'ydi. Bu görüntülerden sonra "Ordu yeniden bir darbe girişiminde mi?" gibi konuları çıkartan iktidara yakın isimler.

MSB'den Teğmenler hakkındaki tahkikat iddialarına yalanlama MSB'den Teğmenler hakkındaki tahkikat iddialarına yalanlama

CHP'DE KURULTAY ÖNCESİ 4'LÜ ZİRVE

Doç. Dr. Mehmet Yalçın Yılmaz: Özgür Özel'in bu buluşması, "Eski genel başkanımla sorunsuz iletişim kuruyorum, önerilerini alıyorum ve böyle kurultaya gidiyorum" anlamını veriyor. Parti içerisinde kendisine olan muhalefeti de bu yönde bastırmak istiyor. Kemal Bey'in önerileri vardır. İsimler önererek aktif görev verilmesini istemiştir. Bu görüşmede Kemal Bey, Özgür Özel'in kendisine yaklaşımına cevap veriyor ve bu görüntüyü veriyor. "Seni koşullu şekilde destekleyebilirim" anlamı var. Özgür Bey'in yalnız şekilde İmamoğlu olmadan da Kemal Bey ile görüşebileceği anlamı da var.

Necdet Saraç: CHP'de seçimli kurultay yok. Tüzük değişikliği var. Tarafların Kılıçdaroğlu ile görüşmesi anlaşılır bir şey. Kılıçdaroğlu'nun da tüzükle ilgili önerileri vardır. Tüzük taslağı öneri olarak sunulacak.

Gaffar Yakınca: Özgür Özel ya mevcut konumunu koruyacak ya da değişimi başaramadığı için gidecek. Demokratikleşmeye bakış ve nostalji konularında CHP'de sorun var. Türkiye'de temel sorunu görmüyor. Ekonomi ile ilgili yorumları var ama siyasete dökemiyor.

Prof. Dr. Hasan Sınar: Sorunun kaynağı kişiler değildir. Türkiye parti içi demokrasi anlamında son derece sorunludur. Tüm siyasi partilerde bu böyledir. Geçmiş yıllarda da bu böyleydi. AK Parti'de bu durum farklı işliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tasfiyelerine bakın. Bu ülkede farklı ses çıkarmak pek mümkün değil. Kimsenin aklına siyasi partiler kanununu demokratikleştirmek aklına gelmiyor.