Ekol TV'de seyirci ile buluşan ve Armağan Çağlayan'ın sunduğu Sorgusuz Sualsiz programı, siyasi lider ve partilerin önemli temsilcilerini ağırlamaya devam ediyor. Armağan Çağlayan'ın bu haftaki konuğu AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, Ekol TV'de merak edilenleri yanıtladı.

Cumhurbaşkanlığı sisteminde değişiklik olur mu? Sistem mi değişecek yoksa var olan sistemde değişiklik mi yapılacak? Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden aday olur mu? Türkiye'nin göçmen ihtiyacı var mı? AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin'in açıklamasından öne çıkanlar şu şekilde:

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İÇİN HAZIRLANMIŞ TASLAK VAR MI?

Şu anda yok. Madde madde alt alta sıralanmış bir taslak yok. Ama ben siyasete başladığımdan beri yeni anayasa tartışması var. Sivil bir anayasa artık yapılmalı. Cumhuriyet'e yaraşır sivil bir anayasa istiyoruz. Sivil toplum kuruluşları ile görüştük, görüşmeye devam edeceğiz. Akademisyenlerden de destek alınacak. Uzun bir süreç ama Türkiye için fevkalede yararlı olacak.

PARLAMENTER SİSTEME GERİ DÖNÜŞ OLACAK MI?

Diğer partiler parlamenter sistem savunurken biz cumhurbaşkanlığı sisteminde kalmak istiyoruz. Var olan sistemde değişiklikler olacağına inanıyorum. Zaman geçtikçe eksiklik ve gereklilikleri görüyoruz.

ŞİMDİKİ MECLİS DAHA MI GERGİN?

Bana göre değil. Önceden fiziki temaslar daha önce yapılırdı. Bu biraz daha ötelendi. Milletvekillerinin de insan olduğu unutuluyor. Sürekli hakarete uğradığınızda, tekerleme gibi savruk savruk söylediğinizde atraksiyon olmaması mümkün mü?

"SÜREKLİ GERGİN 10 MİLLETVEKİLİ VAR"

Kürsüye her çıktığında gergin olan 10 milletvekili var. Bunun içerisinde AK Parti olabilir ama bizim arkadaşlarımıza çok az sıra geliyor. Çünkü sayımız çok fazla. Muhalefette kavgayı anlatım dili, tarz edinen milletvekilleri var. Kavga etmekten asli konular konuşulmuyor. Genel Kurul'a çıkan milletvekilleri kurallara uymalı. Genel Kurul kapandı, olay öyle gerçekleşti. Normalde Genel Kurul sürerken cezalar verilir. Ama biz yine de ceza verdik. 

İç tüzükte bir değişiklik yapalım. Genel Kurul kapandıktan sonra da kimseye fiziki şiddet olmasın, ceza getirelim. Genel Kurul faaliyeti bittiği andan sonra görüntülü ve yazılı kayıt olmuyor. Bunu da değiştireceğiz. Meclis TV'de de kayıt duruyor. Görüntüye de ihtiyacımız var.

SOKAK HAYVANLARI KANUNU TARTIŞMASI

Bir evvelki kanuna ben çalışmıştım. 2021 yılındaki. O kanunu tamamlamak üzere Mahir Ünal çalıştı ve Genel Kurul'da o savundu. Nihayetinde bu aşamaya geldik. 2021 yılında yaptığımız kanunda bir köpeğe cinsel saldırısı olmuştu. Toplumda infial olmuştu. Buna verilecek ceza yoktu. O şartlar altında önemli çalışma yaptık. Hiçbir kanunun hayvanları koruma ile ilgili alaka gördüğü kadar alaka gördüğünü görmedim. Çok yönlü ilgi var. Bu konu kamuoyunun ilgisini çekiyor. Bir tek hayat tarzı meselesi, sosyetik kesim olarak ilgilendiriyormuş gibi yorumlar var. Toplumun her kesimini ilgilendiriyor. O gün o kanunu yapmasaydık bugün bu kanunu yapamazdık. Biz o zaman, hayvanları bir can olarak kabul ettik. Ona yapılan zararı cana yapılan zarar olarak gördük.

Bu kanun yapılırken dokunulmaz iki madde vardı. Birincisi 6. madde. Hayvanların kısırlaştırılıp yine alındığı yere bırakılması. Belediyelere sorumluluklar yükledik. Fakat burada şunu gördük (parti ayırmayacağım) üzerine düşenleri yapmadığını gördük. Ciddi bir popülasyon artışı oldu. Hayvanlar da sokakta değişiyor. Çeteleşme oluyor, farklılaşıyor. İnsanlara zarar verme durumuna geliyor. 

Daha önce yaptığımız kanunu çöpe atmadık. Bu kanun duruyor. Hala bir cana zarar vermenin cezası var. Mesela bir kafeye gidiyorsunuz önünde uyuyorlar. Bahsettiğimiz o hayvanlar değil. Sorun yaratan hayvanlardan bahsediyoruz. Sahipli hayvan için toplama söz konusu asla olamaz. Suç duyurusunda bulunabilirsiniz.

"SİNEMA FİLMİ ÇEKMEK İSTİYORUM" 

(Sosyal medyada gündem olan beğeni tartışması)

Bir filmin bir karesini beğenmek tümünü beğenmek anlamına mı gelir? Sinema en iyi anlatım dillerinden biridir. Ben de sinema filmi çekmek istiyorum. Ama orada trol saldırısı vardı. Sanki partim beni istemiyor ve tabanda sorun varmış gibi lanse edildi. Ben AK Parti kurulduğundan beri kadın mücadelesi veriyorum. İnandığımdan başka bir şeyi savunmam mümkün değil.

Kadınlara şiddeti savunanlar var. Böyle bir şey olabilir mi? Kanunlar olmasa kadınları kim koruyacak?

Bana olan saldırının en önemli sebebi de AK Parti ile beraber Türkiye'de kadınların da değişmesi. Talepleri değişti. Bunun simgesi olarak da görülüyorum.

CAN ATALAY TARTIŞMASI

Vekilliğin düşmesinde Meclis'in hükmü yok. Yargıtay-AYM çatışmasında Meclis muhatap değil. Yerel mahkemede kesin hükmün kaldırılması lazım. AYM, kararını bize söylemiyor. Muhalafetin de önergesi bu değil. Bu konuda daha çok konuşulması yönünde bir önerge. Kesin hüküm değişirse, kesinleşen hüküm okunur. Bu tartışmanın muhatabı biz değiliz. AYM'nin kararını Meclis'te okumayız. Kesinleşen hükümler ya da dokunulmalık kaldırılması konularındaki kararlar okunabilir.

Kavga olduğu gün görüşme olsa da sonuç değişmezdi. Ortada okuyacak bir kesin karar yoktu ki. AYM, kararların Anayasa'ya uygun olup olmadığını denetler, hüküm merci değildir.

"CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİNDE DEĞİŞİKLİK OLABİLİR"

Benim şahsi fikrime göre cumhurbaşkanlığı sisteminde değişiklik olabilir. Örneğin cumhurbaşkanı yardımcılığında sayı sınırlaması olabilir. Daha şekilsel değişiklikler yani. 

"VATANDAŞLIK ALAN SURİYELİ SAYISI ÇOK AZ"

Ben İstanbul milletvekiliyim. Sadece İstanbul değil, Anadolu'nun birçok yerinde bu sorun var. Bu konu bence dünyanın meselesi. Ama bizim daha yakıcı meselemiz. İtalya'nın da meselesi. Bizim en uzun sınırımız Suriye ile. Oradaki savaş nedeni ile bir süreliğine Türkiye'ye giriş yaptılar. 3,5 milyon Suriyeli insandan çok azı vatandaşlık aldı. Vatandaşlık alan sayısı 230 bin civarı. Tam net sayı olmayabilir.

Bu mesele insanlarımızı rahatsız ediyor. Bunu sokakta görüyoruz. Büyüyen ülkeler göç alıyor. Dünyada insan hareketliliği var. Filistin'i görüyorsunuz. İnsanlar can havliyle Ürdün'e veya Lübnan'a gidiyor. Onlar da istemiyorlar tabi gelmelerini. Mahmud Abbas'ın Genel Kurul'da yaptığı konuşma çok önemliydi. Gönül isterdi ki bu tartışmaların gölgesinde kalmasaydı.

MEHMET ŞİMŞEK İSTİFA MI ETTİ?

Hayır etmedi. Kendisi ağır bir sorumluluk aldı. 2026'ya kadar enflasyonu tek haneli rakama indirme hedefi var. Bu bir iddia. Cumhurbaşkanımız da kendisine geniş bir alan açtı. Büyük bir güvenin tezahürü var.

"BÜYÜKŞEHİRLERDE EĞİTİM SORUNU VAR"

Eğitim dünyada önemli sorun. Türkiye'de büyükşehirlerde eğitim sorunu var. Anadolu'da özel okul diye bir şey yok. Hala eski sistemle devam ediliyor. İyi öğretmenlere ihtiyaç var. Atanamayan öğretmen üzerinden tartışmalar var. Ama bir de iyi öğretmen üzerine tartışma olmalı. Sorunun sadece müfredat olduğunu düşünmüyorum.

"DİLRUBA TUTUKSUZ YARGILANMALI"

Dilruba bence tutuksuz yargılansın. Muhtemeldir ki ilk duruşmada serbest kalacaktır. Kendisini dinledim, böyle cahil konuşma uzun süredir dinlemedim. Her konuştuğunu tek tek düzeltmemiz lazım. Üst perdeden bir tavrı da var. Ciddi üslup sorunu var. Her bir maddesini de ben kendisine izah ediyorum.

RTÜK'ün sokak röportajları ile ilgili de bir çerçeve çizilmeli. Tamamen yasaklama bir çözüm değildir. Sözlerin de hukuki düzenlemeye ihtiyacı var. Hukuki anlamda çerçevesi belirlenmeli. 

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN YENİDEN ADAY OLACAK MI?

Yerine birini bulma arayışı bence yaralayıcı. Cumhurbaşkanımızın da toplumuzun da başka arayışı yok. 2028'e kadar kendisi görevine devam edecek. Zaten mevcut anayasa kendisine erken seçime gidip aday olma imkanı veriyor. Bu kadar başarı hikayesinden sonra kendinizi anlama konusu yanda kalıyor. Dolayısı ile Sayın Cumhurbaşkanımızın böyle bir arayışı yok. Bu cevabı millet verecek. Milletin önünden geçmeyen hiçbir cevap, hakiki olmuyor. Bunun şu an ise zamanı değil.