Sağlık

Aynı kadavradan bağışlanan böbrekle iki yeni yaşam

Böbrek yetmezliği tanısı nedeniyle Yıllardır diyalize bağlı bir yaşam sürmek zorunda kalan Tansu Hatipoğlu ve Tuğçe Saygı, aynı kadavradan bağışlanan böbrekler ile sağlığına kavuştu.

Abone Ol

İzmir’de yaşayan Yüzbaşı Tansu Hatipoğlu, 2007’de böbrek yetmezliği teşhisi konulmasının ardından 2017 yılında böbreklerinin iflas etmesiyle diyalize girmeye başladı. Almanca öğretmeni Tuğçe Saygı 2019 yılında böbrek yetmezliği teşhisinin ardından İzmir’de bir hastanede böbrek nakli oldu. Saygı’nın vücudunun nakledilen böbreği reddetmesi üzerine Hatipoğlu ile aynı hastanenin kadavra listesinde beklemeye başladı. Bekledikleri haberi 17 Eylül’de alan Tansu Hatipoğlu ve Tuğçe Saygı aynı kadavranın bağışlanan böbreklerini paylaştı.

YENİ HAYATLARINA BAŞLADILAR

Nakil Uzm. Dr. Işık Özgü başkanlığındaki Uzm. Dr. Uğur Saraçoğlu, Prof. Dr. Hüseyin Töz, Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok ve Uzm. Dr. Gökhan Ekin'den oluşan ekip tarafından gerçekleştirilen nakille iki hasta yeni hayatlarına başladı.

“YAŞAMA SEVİNCİ KAZANDIM”

Yaklaşık 7 yıldır, günde 4 saat, haftada 3 gün diyalize girdiğini ve bu sürecin çok zorlu olduğunu ifade eden Tansu Hatipoğlu, " Diyalizle hastaların ortalama yaşam ömürleri 6 yıl. Bu sürede insanlar hayatlarını ve yaşama sevinçlerini kaybedebiliyorlar. Kan bağışı nasıl Kızılay tarafından teşvik ediliyorsa, kadavradan nakiller de teşvik edilmeli. Ben artık yaşama sevincimi kazandım." sözlerini kullandı.

“UMUDUMU KAYBETMEDİM”

Tuğçe Saygı ise, "Bundan 1,5 sene önce bir böbrek nakli geçirdim ancak vücudum böbreği reddetti. Zorlu ve biraz üzücü bir süreçti; ama hiçbir zaman umudumu kaybetmedim. Bu benim için 3’üncü yaşam. Organ bekleyen diğer hastalarımıza umut olmak amacıyla, kadavra bağışının desteklenmesini ben de çok istiyorum. Gerçekten yaşama dair bir umut oluyor insanlara" dedi.

KADAVRA BAĞIŞI ARTMALI

İki hastayı sağlıklarına kavuşturan Acıbadem Kent Hastanesi Böbrek Nakli ekibinden Uzm. Dr. Işık Özgü nakil hakkında, "Kadavra bağışı çok önemli hakikaten. Çünkü normal canlı bir insanın böbreğini almadan, beyin ölümü gerçekleşmiş ve hayatı devam etme ihtimali olmayan kişilerden organları alıyoruz ve hastalarımıza naklediyoruz. Böylece çok daha verimli oluyor. Kadavra bağışı maalesef istediğimiz ölçüde değil ülkemizde. Bunun biraz daha artması lazım ve başka ülkeler seviyesine de gelmesi lazım" diye konuştu.