Senem ULUHAN / ÖZEL HABER

2024 Paris Olimpiyatları sona erdi ancak tartışmaları bitmedi. Olimpiyatın açılış töreninde canlandırılan “Hz. İsa’nın Son Akşam Yemeği” tablosu ve akabinde yaşanan tartışmaların artçıları hâlâ devam ediyor. Son olarak Yeni Akit yazarı Ahmet Gülümseyen, tartışmada el artırdı ve “Müslüman ülkede olimpiyat olur mu olmaz mı?” başlıklı bir yazı kaleme aldı. “Dünyanın göbeğinde gerçekleşen bu organizasyonun, kimler için ne manaya geldiğini gözler önüne sermesi fazla söze hacet bırakmıyor, aslında” diye başlayan yazıda “Dikkat edilmesi gereken, uluslararası spor organizatörlerin ülkemizdeki uzantıları” diyen Gülümseyen, “cinsiyetsizleştirme” tartışmalarına dikkat çekti:  “Olimpiyat ve benzeri spor organizasyonlar (buna İslam oyunları dahil) dini değerlerden uzaklaştırma ve cinsiyetsizleştirme propagandası içeriyor. Bu tehlikeyi görmemezlikten gelerek bertaraf etmemek, ülkenin çocuk ve gençlerine, geleceğine en büyük ihanettir! Milli ve manevi değerlerimizin temeline spor aracılığıyla adeta ‘dinamit’ koyan, gücünü hak olmayan batıl inançlardan alan bu tür anlayışlara karşı, topyekûn karşı koymak zorundayız. Aksi takdirde, son pişmanlık fayda etmiyor.” Gülümseyen ’in yazısını ve “Müslüman ülkede olimpiyat olur mu olmaz mı?” sorusunu sağcı basının önde gelen kalemlerine sorduk. İşte ekolhaber.com.tr’ye yaptığı açıklamalar… 


“İDEAL OLAN HİÇBİR ÜLKEDE OLMAMALI”
Gazeteci – yazar Abdurrahman Dilipak (Gazete Doğu)
“Müslüman ülkede olimpiyat böyle olmazdı değil. Müslüman bir ülkede karnaval da olmamalı ama oldu. Fuhuşta riba da olmamalı , uyuşturucu da olmamalı ama oluyor. Müslüman ülkede Müslüman olduğunu söyleyenler bu haltları yiyorsa neden olmasın? Yanlış olan bir şey sadece Müslüman olan ülkede değil ideal olan hiçbir ülkede olmamalı.”

“ŞIMARIK… HOYRAT… KÜSTAH KARNAVAL”
Esra Elönü (Star Gazetesi)
“Müslüman ülkede olimpiyatlar olmasın ya da olsun tartışması bizim gündemimize ne zaman girdi? Şu ana kadar bu soruyu sorduracak mündemiç bir şey yaşamadık. Çoklu spor etkinlikleri neden Müslüman ülkelerde olmasın, olsun, olmalı da fakat Paris’teki olimpiyat açılışı üzerine bu soruyu soruyoruz. Avrupa o şımarık hoyrat heybetli sefaletini sanatın yordamı gibi göstererek, küstah bir karnavalla eşcinselliği tüm anatomik detaylarıyla dayatmış ve hiçbir Müslüman ülke de bu tahakküme bir tepki göstermemiştir. Bence konuşulması gereken bu! Müslüman ülkeler ve biz de dahil olmak üzere Gazze’nin işgaline tepkimizi orada olmayarak da belli edebilirdik! Olimpiyatları yani.”

“TUZAK BARINDIRAN SORU”
İsmail Kılıçarslan (Yeni Şafak Gazetesi)
“Aslında kendi içinde tuzak barındıran bir soru. Soru, İslami hassasiyetlerle sorulan bir soruysa, İslam dininin genel kuralları açısından konuşacaksak genel kurallar açısından cevap vereceksek elbette olmaz. Çünkü Olimpiyatta ortaya çıkan manzaralar, sporcu kıyafetleri, sponsorluk işleri ve bir sürü hikâye dahil olmak üzere İslam dininin ana kurallarının içerisinde kalacak bir organizasyon değil. Dolayısıyla dini bakımdan bu soruya cevabım olumsuz.” 


“OLİMPİYATLAR TEOPOLİTİKA ÜRETTİ”
“Yani bir Müslüman ülkede olimpiyat olmaz ama Müslümanların da yaşadığı seküler yönü ağır basan bir ülkede, diyelim Türkiye’de bir olimpiyat olur mu? Birkaç bakımdan cevap vermek lazım. Birincisi teknik altyapı olarak Türkiye elbette bir olimpiyat düzenleme yetkinliğine sahip bir ülke. Türkiye’den başka bunu Mısır üstlenebilir. Katar, Suudi Arabistan gibi ülkeler. İslam dünyasının belli başlı teknik altyapı noktasında yeterli olabileceği ülkeler. Ama Paris Olimpiyatları’nın açılışında gördüğümüz üzere olimpiyatlar artık dünyanın küresel sistemi tarafından sevk ve idare olunacaksa, böyle bir mesajın bir İslam ülkesinin içinden verilmesini hiç doğru bulmam. Çünkü hatırlayalım; bu yıl Paris Olimpiyatları’nda açılış töreninde imza atılan rezalet bir tarafa Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ‘Fransa budur’ açıklaması bir tarafa, olimpiyatlar artık kendine bir teopolitika üretmiş durumda.” 


LGBT VE “HZ. İSA EFENDİMİZ”
“Teopolitik bir zemine oturmuş durumda ve belli ki dünyadaki küreselleşme ve milli kalma kavgasını da uluslararası olimpiyat komitesi oyunu küreselleşmekten yana kullanmış ve bugün küreselliğin bütün verili dilini olimpiyatlarda kullanılırken gördük. Yani Hazreti İsa efendimiz ile LGBT bireyler üzerinden dalga geçilmesinden tutunuz bilmem nereye kadar bir dünya mesele gördük. Eğer Uluslararası Olimpiyat Komitesi, olası bir İslam ülkesinden dünyaya böyle mesajlar vermek istiyorsa, bunun başka politik anlamları da olacağı için ben de bu noktada  olumsuz cevap veririm. Çünkü hâlâ İslam ülkeleri bu küresel düzene küresel sisteme küresel kültür endüstrisine ne dersek diyelim, karşı koyabilme potansiyelini taşıyan ülkeler arasında. Pek çoğu diyelim....”